Bahçıvan bahçenin ortasına bir gül ağacı dikti.
- The gardener planted a rose tree in the middle of the garden.
Gül bir çiçektir ve güvercin bir kuştur.
- The rose is a flower and the dove is a bird.
Bir şişe roze, lütfen.
- A bottle of rosé, please.
Bu olağanüstü bir roze şaraptır.
- This is an exceptional rosé wine.
Hayata pembe gözlüklerle bakıyor.
- She looks at the world through rose-colored glasses.
Pembe ve gül benzer renklerdir.
- Pink and rose are similar colors.