Anne, bana şekerleme satın almam için para verebilir misin.
- Mummy, could you give me money to buy sweets?
Televizyonda annemizin bürosunu alevler içinde gördük.
- On TV we saw Mummy's office in flames.
Biz müzede bir mumya gördük.
- We saw a mummy at the museum.
Mısırlı çocuk neden şaşırdı? Babası gerçekten bir mumyaydı.
- Why was the Egyptian boy confused? His daddy was really a mummy.