Uçağı kaçırmak istemiyorum.
- I don't want to miss the plane.
Tom uçuşunu kaçırmak istemiyor.
- Tom doesn't want to miss his flight.
Tom'un atışı hedefi iki fitle ıskaladı.
- Tom's shot missed the target by two feet.
Tom Mary'ye ateş etti fakat ıskaladı.
- Tom shot at Mary, but he missed.
Mezuniyet töreninde mezun olan öğrencilerin adlarını söylemeyi unutmak şaşırtıcı bir başarısızlıktır.
- Forgetting to say the graduating student's name at the graduation ceremony was a colossal miss.
Yorumcular Bu korkunç bir başarısızlıktı! diye bağırdılar.
- That was a terrible miss! cried the commentators.
Sizinle tanışmak bir onurdur, hanımefendi.
- It's an honor to meet you, miss.
Aşçılığını özleyeceğim.
- I'll miss your cooking.
Hepimiz seni özledik.
- We've all missed you.