Büyük bir konakta yaşamak istemiyorum.
- I don't want to live in a big mansion.
O oldukça büyük bir konakta yaşar.
- She lives in quite a big mansion.
O, milyonlarca dolarlık bir köşkte yaşıyor.
- He lives in a multimillion-dollar mansion.
Evim bir köşk olsaydı, tanıdığım herkesi doğum günü partime davet ederdim.
- If my house were a mansion, I would invite everyone I know to my birthday party.