Sen gitmeden önce seni görmek istiyorum.
- I want to see you before you go.
Filmi görmek istiyorum.
- I want to see the movie.
Gerçek bir keşif yolculuğuna çıkmak yeni manzaralar bulmakla olmaz ancak onlara yeni gözlerle bakmakla olur.
- The real journey of discovery doesn't consist in exploring new landscapes but rather in seeing with new eyes.
Tom hangi filmi seyretmek istedi?
- What movie did Tom want to see?
Bu filmi seyretmek zorundasın.
- You have to see this movie.
Lütfen ayrıntılar için aşağıya bakınız.
- Please see below for details.
Daha fazla bilgi için www.example.com'a bakınız.
- See www.example.com for more information.
Dün ben Denizli'ye gittim ve kümesin yakınında bir horoz gördüm.
- Yesterday I went to Denizli and I saw a rooster near the coop.
Bir müddet sonra Twitter hesabımın askıya alındığını gördüm.
- I saw my Twitter account suspended after a while.
Kötü havadan dolayı şehrin görülmeye değer yerlerini görme fikrinden vazgeçtim.
- I gave up the idea of seeing the sights of the city because of the bad weather.
Aşk onu rüyalarında görmektir.
- Love is seeing her in your dreams.
Kötü havadan dolayı şehrin görülmeye değer yerlerini görme fikrinden vazgeçtim.
- I gave up the idea of seeing the sights of the city because of the bad weather.
Onu uğurlamak için havaalanına gitti.
- He went to the airport to see her off.
Erkek kardeşim ve ben havaalanında John'u uğurlamak için gittik.
- My brother and I went to see John off at the airport.
Tom etrafına bakındı ama kimseyi görmedi.
- Tom looked around, but didn't see anyone.
Benim çocukların okulda iyi davrandığına bakın.
- See that my children behave well at school.
Yarın işte görüşürüz.
- See you at work tomorrow.
İşten memnun değil gibi görünüyor.
- It seems that she is not pleased with the job.
O, öğretmenini yolcu etmek için istasyona gitti.
- She went to the station to see her teacher off.
O, öğretmenini yolcu etmek için istasyona gitti mi?
- Did she go to the station to see her teacher off?
Öğle yemeğinde görüşürüz.
- I'll see you at lunch.
Yarın tekrar görüşürüz.
- See you again tomorrow.
Doğum gününde burada olmayacaksın gibi görerek sana hediyeni şimdi vereceğimi düşündüm.
- Seeing as you won't be here on your birthday, I thought I'd give you your present now.
Gökyüzünde görülen bir sürü yıldız vardı.
- There were a lot of stars seen in the sky.
Görülen bir şey, asla görülmemiş gibi olmaz.
- What has been seen can not be unseen.
Onlarla görülmekten utanmam.
- I am not ashamed to be seen with them.
Sonuç görülmek için kalır.
- The result remains to be seen.
Onunla beraber görünmek istemiyorum
- I don't want to be seen in his company.
Sami çıplak görünmek istemedi.
- Sami didn't want to be seen naked.
O, bir testereyi çok iyi kullanır.
- She handles a saw very well.
Çiftçiden bir testere ödünç aldı.
- She borrowed a saw from the farmer.
Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.
- Mary decided never to see him any more.
Bana öyle görünüyor ki sen hatalısın.
- It seems to me that you are wrong.
O, habere heyecanlanmadığına göre, onu önceden biliyor olmalı.
- Seeing that she was not excited at the news, she must have known it.
Hepinizi bir yerde gördüğümü hatırlıyorum.
- I remember seeing you all somewhere.
Mikroplar sadece bir mikroskop yardımıyla görülebilir.
- Germs can only be seen with the aid of a microscope.
Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.
- I've never seen such a wonderful sunset.
Nasıl çalıştığını anlamak için ayrı şeyler almayı isterim.
- I like to take things apart to see what makes them tick.
Benim doğru konuşup konuşmadığımı anlamak için gözleri yüzümü aradı.
- His eyes searched my face to see if I was talking straight.
Lütfen beni görmek için geçerken uğra.
- Please drop by and see me.
Ara sıra beni görmek için gel.
- Come and see me once in a while.
O kızı görüyorum.
Hâlâ Tom'u görüyorum.
- I'm still seeing Tom.
Sanırım geleceğimi görüyorum.
- I think I'm seeing my future.
O, evin dışına giderken görüldü.
- He was seen going out of the house.
Gökyüzünden görüldüğünde,ada çok güzeldi.
- Seen from the sky, the island was very beautiful.
Jody sanki bir hayalet görmüş gibi görünüyor.
- Jody looks as if she had seen a ghost.
O, partide beni görmüş olamaz.
- She cannot have seen me at the party.
Biri seni görürse ne yaparsın?
- What'll you do if someone sees you?
Ya biri bizi görürse.
- What if someone sees us?
Dişçiyle görüşmek zorundayım.
- I've got to see a dentist.
Annenle görüşmek istiyorum.
- I want to see your mother.
O seni görmek için sabırsızlanıyor.
- He is looking forward to seeing you.
Ben seni bir gelinlik içinde görmek için sabırsızlanıyorum.
- I'm looking forward to seeing you in a wedding dress.
Mademki sen ondan bahsediyorsun, Tom'u bugün sınıfta gördüğümü hatırlamıyorum.
- Now that you mention it, I don't remember seeing Tom in class today.
Mademki o yorgun, bir süre dursak iyi olur.
- Seeing that she is tired, we had better stop for a while.
Mademki sen ondan bahsediyorsun, Tom'u bugün sınıfta gördüğümü hatırlamıyorum.
- Now that you mention it, I don't remember seeing Tom in class today.
Mademki o yorgun, bir süre dursak iyi olur.
- Seeing that she is tired, we had better stop for a while.
The fiddler sawed away at his instrument.
And for thy trew sawys, and I may lyve many wynters, there was never no knyght better rewardid .
I'll see your twenty dollars and raise you ten.
Yes, now I've seen it all!.
I've been seeing her for two months.
Seeing the boss wasn't around, we took it easy.
Tom and Mary say they saw somebody climbing over the fence.
- Tom and Mary say they saw someone climbing over the fence.
Tom and Mary say they saw someone climbing over the fence.
- Tom and Mary say they saw somebody climbing over the fence.
Tom and Mary don't seem to understand why they aren't supposed to do that.
- Tom and Mary don't seem to understand why they're not supposed to do that.
Tom and Mary don't seem to understand why they're not supposed to do that.
- Tom and Mary don't seem to understand why they aren't supposed to do that.
I do not like seeing animals get eaten alive.
- I don't like seeing animals get eaten alive.
Tom said he sees a lot of dead animals on the road.
- Tom said that he sees a lot of dead animals on the road.
I am very glad to see you.
- I am very happy to see you.
I'm very glad to see you.
- I am very happy to see you.
... This is exactly the time where we see the rise of the West. ...
... We have allowed people searching in one box to see ...