Filmi görmek istiyorum.
- I want to see the movie.
Filmi görmek istiyorum.
- I'd love to see the movie.
Gerçek bir keşif yolculuğuna çıkmak yeni manzaralar bulmakla olmaz ancak onlara yeni gözlerle bakmakla olur.
- The real journey of discovery doesn't consist in exploring new landscapes but rather in seeing with new eyes.
O filmi yine seyretmek istiyorum.
- I want to see that movie again.
Bu filmi seyretmek zorundasın.
- You have to see this movie.
Daha fazla bilgi için www.example.com'a bakınız.
- See www.example.com for more information.
Lütfen ayrıntılar için aşağıya bakınız.
- Please see below for details.
Onlar orada garip bir hayvan gördü.
- They saw a strange animal there.
Bir müddet sonra Twitter hesabımın askıya alındığını gördüm.
- I saw my Twitter account suspended after a while.
Kötü havadan dolayı şehrin görülmeye değer yerlerini görme fikrinden vazgeçtim.
- I gave up the idea of seeing the sights of the city because of the bad weather.
Seni görmek için can atıyorum.
- I am looking forward to seeing you.
Kötü havadan dolayı şehrin görülmeye değer yerlerini görme fikrinden vazgeçtim.
- I gave up the idea of seeing the sights of the city because of the bad weather.
O, onu uğurlamak için istasyona gitti.
- He has been to the station to see her off.
Erkek kardeşim ve ben havaalanında John'u uğurlamak için gittik.
- My brother and I went to see John off at the airport.
Daha fazla bilgi için, sayfa 16'ya bakın.
- For further information, see page 16.
Tom etrafına bakındı ama kimseyi görmedi.
- Tom looked around, but didn't see anyone.
İşten sonra beni görmeyi kabul ettiğin için teşekkür ederim.
- Thank you for agreeing to see me after work.
Yarın işte görüşürüz.
- See you at work tomorrow.
O, öğretmenini yolcu etmek için istasyona gitti mi?
- Did she go to the station to see her teacher off?
Bir arkadaşımı yolcu etmek için istasyondayım.
- I have been to the station to see a friend off.
Hafta sonunda görüşürüz.
- See you on the weekend.
Öğle yemeğinde görüşürüz.
- I'll see you at lunch.
Doğum gününde burada olmayacaksın gibi görerek sana hediyeni şimdi vereceğimi düşündüm.
- Seeing as you won't be here on your birthday, I thought I'd give you your present now.
O gün görülen bir dolunaydı.
- It was a full moon that was seen that day.
Gökyüzünde görülen çok sayıda yıldızlar vardı.
- There were several stars to be seen in the sky.
Onunla görülmek istemiyorum.
- I don't want to be seen with him.
Onlarla görülmekten utanmam.
- I am not ashamed to be seen with them.
Sami çıplak görünmek istemedi.
- Sami didn't want to be seen naked.
Tom bizimle görünmek istemiyor gibi davranıyor.
- Tom acts like he doesn't want to be seen with us.
O, bir testereyi çok iyi kullanır.
- She handles a saw very well.
Bu tür zincirli testere kullanmayı biliyor musun?
- Do you know how to use this kind of chain saw?
Bana öyle görünüyor ki sen hatalısın.
- It seems to me that you are wrong.
Aşk onu rüyalarında görmektir.
- Love is seeing her in your dreams.
Aşk onu rüyalarında görmektir.
- Love is seeing her in your dreams.
Bu nisanda seni görmeye can atıyorum.
- I'm looking forward to seeing you this April.
Çin'e gidene kadar hiç panda görmemiştim.
- I had never seen a panda until I went to China.
Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.
- I've never seen such a wonderful sunset.
Nasıl çalıştığını anlamak için ayrı şeyler almayı isterim.
- I like to take things apart to see what makes them tick.
Kazanın ne kadar ciddi olduğunu anlamak için sadece bu makaleyi okumalısın.
- You have only to read this article to see how serious the accident was.
Lütfen beni görmek için geçerken uğra.
- Please drop by and see me.
O beni görmek için Kanada'dan geldi.
- She came from Canada to see me.
O kızı görüyorum.
Ben burada bir desen görüyorum.
- I'm seeing a pattern here.
Ben burada bir trend görüyorum.
- I'm seeing a trend here.
Ben camı kırarken görüldüm.
- I was seen to break the window.
Gökyüzünden görüldüğünde,ada çok güzeldi.
- Seen from the sky, the island was very beautiful.
Jody sanki bir hayalet görmüş gibi görünüyor.
- Jody looks as if she had seen a ghost.
O, partide beni görmüş olamaz.
- She cannot have seen me at the party.
Tom bunu farklı bir şekilde görür.
- Tom sees this in a different way.
Ya biri bizi görürse.
- What if someone sees us?
Dişçiyle görüşmek zorundayım.
- I've got to see a dentist.
Doktorla görüşmek istiyorum.
- I'd like to see the doctor.
O seni görmek için sabırsızlanıyor.
- He is looking forward to seeing you.
Seni görmek için can atıyorum.
- I am looking forward to seeing you.
Mademki o yorgun, bir süre dursak iyi olur.
- Seeing that she is tired, we had better stop for a while.
Mademki sen ondan bahsediyorsun, Tom'u bugün sınıfta gördüğümü hatırlamıyorum.
- Now that you mention it, I don't remember seeing Tom in class today.
Madem ki saat sekiz, Sanırım kısa zamanda okula gitmelisin.
- Seeing that it is 8 o'clock, I think you should leave for school soon.
Mademki o yorgun, bir süre dursak iyi olur.
- Seeing that she is tired, we had better stop for a while.
The fiddler sawed away at his instrument.
And for thy trew sawys, and I may lyve many wynters, there was never no knyght better rewardid .
I'll see your twenty dollars and raise you ten.
Yes, now I've seen it all!.
I've been seeing her for two months.
Seeing the boss wasn't around, we took it easy.
Tom and Mary say they saw someone climbing over the fence.
- Tom and Mary say they saw somebody climbing over the fence.
Tom and Mary say they saw somebody climbing over the fence.
- Tom and Mary say they saw someone climbing over the fence.
Tom and Mary don't seem to understand why they're not supposed to do that.
- Tom and Mary don't seem to understand why they aren't supposed to do that.
Tom and Mary don't seem to understand why they aren't supposed to do that.
- Tom and Mary don't seem to understand why they're not supposed to do that.
Tom said that he sees a lot of dead animals on the road.
- Tom said he sees a lot of dead animals on the road.
I do not like seeing animals get eaten alive.
- I don't like seeing animals get eaten alive.
I'm very happy to see you.
- I am very happy to see you.
I'm very glad to see you.
- I am very happy to see you.
... I see some pieces where it's happened on The New York ...
... So how do you see your audience? ...