O dün bizi görmek için geldi.
- She came to see us yesterday.
Sen gitmeden önce seni görmek istiyorum.
- I want to see you before you go.
Gerçek bir keşif yolculuğuna çıkmak yeni manzaralar bulmakla olmaz ancak onlara yeni gözlerle bakmakla olur.
- The real journey of discovery doesn't consist in exploring new landscapes but rather in seeing with new eyes.
O filmi yine seyretmek istiyorum.
- I want to see that movie again.
Bu akşam televizyonda beyzbol seyretmek istiyorum.
- I want to see baseball on television this evening.
Lütfen ayrıntılar için aşağıya bakınız.
- Please see below for details.
Daha fazla bilgi için www.example.com'a bakınız.
- See www.example.com for more information.
Onu ben iki yıl önce bir yerde gördüm.
- I saw her somewhere two years ago.
Dün ben Denizli'ye gittim ve kümesin yakınında bir horoz gördüm.
- Yesterday I went to Denizli and I saw a rooster near the coop.
Kötü havadan dolayı şehrin görülmeye değer yerlerini görme fikrinden vazgeçtim.
- I gave up the idea of seeing the sights of the city because of the bad weather.
Hepimiz, seni ve aileni görmeye can atıyoruz.
- We are all looking forward to seeing you and your family.
Aşk onu rüyalarında görmektir.
- Love is seeing her in your dreams.
Onu uğurlamak için havaalanına gitti.
- He went to the airport to see her off.
Onu uğurlamak için az önce havalanındaydım.
- I have just been to the airport to see him off.
Tom etrafına bakındı ama kimseyi görmedi.
- Tom looked around, but didn't see anyone.
Daha fazla bilgi için, sayfa 16'ya bakın.
- For further information, see page 16.
İşten sonra görüşürüz.
- I'll see you after work.
İşten sonra beni görmeyi kabul ettiğin için teşekkür ederim.
- Thank you for agreeing to see me after work.
Bir arkadaşımı yolcu etmek için istasyondayım.
- I have been to the station to see a friend off.
Bazıları arkadaşlarını karşılamak için geldiler ve diğerleri onlarınkini yolcu etmek için.
- Some have come to meet their friends and others to see theirs off.
Bu öğleden sonra ikide görüşürüz.
- See you at two this afternoon.
Hafta sonunda görüşürüz.
- See you on the weekend.
Doğum gününde burada olmayacaksın gibi görerek sana hediyeni şimdi vereceğimi düşündüm.
- Seeing as you won't be here on your birthday, I thought I'd give you your present now.
Gökyüzünde görülen bir sürü yıldız vardı.
- There were a lot of stars seen in the sky.
Tepeden görülen yükselen güneş güzeldi.
- The rising sun seen from the top was beautiful.
Onlarla görülmekten utanmam.
- I am not ashamed to be seen with them.
Sonuç görülmek için kalır.
- The result remains to be seen.
Sami çıplak görünmek istemedi.
- Sami didn't want to be seen naked.
Tom bizimle görünmek istemiyor gibi davranıyor.
- Tom acts like he doesn't want to be seen with us.
O, bir testereyi çok iyi kullanır.
- She handles a saw very well.
Onun eli testereye yatkındır.
- She's very handy with a saw.
Aşk onu rüyalarında görmektir.
- Love is seeing her in your dreams.
Bana öyle görünüyor ki sen hatalısın.
- It seems to me that you are wrong.
O, habere heyecanlanmadığına göre, onu önceden biliyor olmalı.
- Seeing that she was not excited at the news, she must have known it.
Aşk onu rüyalarında görmektir.
- Love is seeing her in your dreams.
Çin'e gidene kadar hiç panda görmemiştim.
- I had never seen a panda until I went to China.
Filmi daha önce gördüğüm için televizyonu kapattım.
- I turned off the TV because I had seen the movie before.
Nasıl çalıştığını anlamak için ayrı şeyler almayı isterim.
- I like to take things apart to see what makes them tick.
Benim doğru konuşup konuşmadığımı anlamak için gözleri yüzümü aradı.
- His eyes searched my face to see if I was talking straight.
Lütfen beni görmek için geçerken uğra.
- Please drop by and see me.
Amcam beni görmek için geldi.
- My uncle came to see me.
O kızı görüyorum.
Hâlâ Tom'u görüyorum.
- I'm still seeing Tom.
Bu gece Tom'u tekrar görüyorum.
- I'm seeing Tom again tonight.
O, evin dışına giderken görüldü.
- He was seen going out of the house.
Ben camı kırarken görüldüm.
- I was seen to break the window.
O, partide beni görmüş olamaz.
- She cannot have seen me at the party.
Tom Boston'u ziyaret ettiğinde Mary'yi görmüş olmalı.
- Tom must have seen Mary when he visited Boston.
Biri seni görürse ne yaparsın?
- What'll you do if someone sees you?
Kendini evrenin merkezi olarak görür.
- He sees himself as the center of the universe.
Annenle görüşmek istiyorum.
- I want to see your mother.
Dişçiyle görüşmek zorundayım.
- I've got to see a dentist.
Seni görmek için can atıyorum.
- I'm looking forward to seeing you.
O seni görmek için sabırsızlanıyor.
- He is looking forward to seeing you.
Mademki sen ondan bahsediyorsun, Tom'u bugün sınıfta gördüğümü hatırlamıyorum.
- Now that you mention it, I don't remember seeing Tom in class today.
Mademki o yorgun, bir süre dursak iyi olur.
- Seeing that she is tired, we had better stop for a while.
Madem ki o hâlâ hasta muhtemelen bugün gelmeyecek.
- Seeing that he is still sick, he is unlikely to come today.
Mademki o yorgun, bir süre dursak iyi olur.
- Seeing that she is tired, we had better stop for a while.
The fiddler sawed away at his instrument.
And for thy trew sawys, and I may lyve many wynters, there was never no knyght better rewardid .
I'll see your twenty dollars and raise you ten.
Yes, now I've seen it all!.
I've been seeing her for two months.
Seeing the boss wasn't around, we took it easy.
Tom and Mary say they saw somebody climbing over the fence.
- Tom and Mary say they saw someone climbing over the fence.
Tom says he saw Mary.
- Tom says he saw Mary.
Tom and Mary don't seem to understand why they're not supposed to do that.
- Tom and Mary don't seem to understand why they aren't supposed to do that.
Tom and Mary don't seem to understand why they aren't supposed to do that.
- Tom and Mary don't seem to understand why they're not supposed to do that.
I do not like seeing animals get eaten alive.
- I don't like seeing animals get eaten alive.
Tom said he sees a lot of dead animals on the road.
- Tom said that he sees a lot of dead animals on the road.
I'm very glad to see you.
- I am very happy to see you.
I'm very happy to see you.
- I am very happy to see you.
... see here as I start talking, it zooms in smoothly to my face. ...
... we see an average of about 50% data compression. ...