O dün bizi görmek için geldi.
- She came to see us yesterday.
Aşk onu rüyalarında görmektir.
- Love is seeing her in your dreams.
Gerçek bir keşif yolculuğuna çıkmak yeni manzaralar bulmakla olmaz ancak onlara yeni gözlerle bakmakla olur.
- The real journey of discovery doesn't consist in exploring new landscapes but rather in seeing with new eyes.
Bu akşam televizyonda beyzbol seyretmek istiyorum.
- I want to see baseball on television this evening.
O filmi yine seyretmek istiyorum.
- I want to see that movie again.
Lütfen ayrıntılar için aşağıya bakınız.
- Please see below for details.
Daha fazla bilgi için www.example.com'a bakınız.
- See www.example.com for more information.
Kütüphanede John'u gördüm.
- I saw John at the library.
Onu ben iki yıl önce bir yerde gördüm.
- I saw her somewhere two years ago.
Kötü havadan dolayı şehrin görülmeye değer yerlerini görme fikrinden vazgeçtim.
- I gave up the idea of seeing the sights of the city because of the bad weather.
Hepimiz, seni ve aileni görmeye can atıyoruz.
- We are all looking forward to seeing you and your family.
Bu nisanda seni görmeye can atıyorum.
- I'm looking forward to seeing you this April.
O, onu uğurlamak için istasyona gitti.
- He has been to the station to see her off.
Onu uğurlamak için havaalanına gitti.
- He went to the airport to see her off.
Sayfa beşteki dipnota bakın.
- See the footnote on page 5.
Benim çocukların okulda iyi davrandığına bakın.
- See that my children behave well at school.
İşten memnun değil gibi görünüyor.
- It seems that she is not pleased with the job.
İşten sonra görüşürüz.
- I'll see you after work.
Arkadaşımı yolcu etmek için şu an havaalanındayım.
- I have just been to the airport to see my friend off.
O, öğretmenini yolcu etmek için istasyona gitti.
- She went to the station to see her teacher off.
Yarın tekrar görüşürüz.
- See you again tomorrow.
Bu öğleden sonra ikide görüşürüz.
- See you at two this afternoon.
Doğum gününde burada olmayacaksın gibi görerek sana hediyeni şimdi vereceğimi düşündüm.
- Seeing as you won't be here on your birthday, I thought I'd give you your present now.
Görülen bir şey, asla görülmemiş gibi olmaz.
- What has been seen can not be unseen.
O gün görülen bir dolunaydı.
- It was a full moon that was seen that day.
Onunla görülmek istemiyorum.
- I don't want to be seen with him.
Sonuç görülmek için kalır.
- The result remains to be seen.
Sami çıplak görünmek istemedi.
- Sami didn't want to be seen naked.
Tom bizimle görünmek istemiyor gibi davranıyor.
- Tom acts like he doesn't want to be seen with us.
Tom dairesel bir testere ile parmağını kesti.
- Tom cut off his finger with a circular saw.
Bu tür zincirli testere kullanmayı biliyor musun?
- Do you know how to use this kind of chain saw?
Bana öyle görünüyor ki sen hatalısın.
- It seems to me that you are wrong.
Seni gördüğüme mutluyum.
- I'm happy to see you.
Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı.
- The boy, upon seeing a butterfly, proceeded to run after it, provoking the anger of his mother, who had ordered him to stay quiet while she gossiped with the lady next door.
Aşk onu rüyalarında görmektir.
- Love is seeing her in your dreams.
Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.
- I've never seen such a wonderful sunset.
Son zamanlarda onu görmedim
- I have not seen him lately.
Kazanın ne kadar ciddi olduğunu anlamak için sadece bu makaleyi okumalısın.
- You have only to read this article to see how serious the accident was.
Benim doğru konuşup konuşmadığımı anlamak için gözleri yüzümü aradı.
- His eyes searched my face to see if I was talking straight.
Amcam beni görmek için geldi.
- My uncle came to see me.
Geçenlerde beni görmek için geldi.
- She came to see me the other day.
O kızı görüyorum.
Hâlâ Tom'u görüyorum.
- I'm still seeing Tom.
Ben burada bir desen görüyorum.
- I'm seeing a pattern here.
O, evin dışına giderken görüldü.
- He was seen going out of the house.
Gökyüzünden görüldüğünde,ada çok güzeldi.
- Seen from the sky, the island was very beautiful.
Jody sanki bir hayalet görmüş gibi görünüyor.
- Jody looks as if she had seen a ghost.
Tom Boston'u ziyaret ettiğinde Mary'yi görmüş olmalı.
- Tom must have seen Mary when he visited Boston.
Ya biri bizi görürse.
- What if someone sees us?
Ara sıra gelip beni görür.
- He comes and sees me once in a while.
Bir doktorla görüşmek istiyorum.
- I'd like to see a doctor.
Dişçiyle görüşmek zorundayım.
- I've got to see a dentist.
Ben seni bir gelinlik içinde görmek için sabırsızlanıyorum.
- I'm looking forward to seeing you in a wedding dress.
Seni görmek için can atıyorum.
- I'm looking forward to seeing you.
Mademki o yorgun, bir süre dursak iyi olur.
- Seeing that she is tired, we had better stop for a while.
Mademki sen ondan bahsediyorsun, Tom'u bugün sınıfta gördüğümü hatırlamıyorum.
- Now that you mention it, I don't remember seeing Tom in class today.
Mademki sen ondan bahsediyorsun, Tom'u bugün sınıfta gördüğümü hatırlamıyorum.
- Now that you mention it, I don't remember seeing Tom in class today.
Mademki o yorgun, bir süre dursak iyi olur.
- Seeing that she is tired, we had better stop for a while.
The fiddler sawed away at his instrument.
And for thy trew sawys, and I may lyve many wynters, there was never no knyght better rewardid .
I'll see your twenty dollars and raise you ten.
Yes, now I've seen it all!.
I've been seeing her for two months.
Seeing the boss wasn't around, we took it easy.
Tom and Mary say they didn't see anything.
- Tom and Mary say they saw nothing.
Tom and Mary say they saw someone climbing over the fence.
- Tom and Mary say they saw somebody climbing over the fence.
Tom and Mary don't seem to understand why they're not supposed to do that.
- Tom and Mary don't seem to understand why they aren't supposed to do that.
Tom and Mary don't seem to understand why they aren't supposed to do that.
- Tom and Mary don't seem to understand why they're not supposed to do that.
I do not like seeing animals get eaten alive.
- I don't like seeing animals get eaten alive.
I don't like seeing animals get eaten alive.
- I do not like seeing animals get eaten alive.
I'm very glad to see you.
- I am very happy to see you.
I'm very happy to see you.
- I am very happy to see you.
... you can still see evidence that these 4,000-year-old monuments ...
... [ Cheers and applause ] >>Mike Cleron: So here you're about to see ...