O, kölelerinin özgürlüğünü garantiledi.
- He guaranteed his slaves' freedom.
Düşünce özgürlüğü anayasa tarafından garanti altına alınmıştır.
- Freedom of thought is guaranteed by the constitution.
Tom hiç güvence vermiyor.
- Tom's not making any guarantees.
Başarımız güvence altındadır.
- Our success is guaranteed.
O onun borçlarına kefil oldu.
- She guaranteed his debts.
Babam borçlarım için kefil oldu.
- My father stood guarantee for my debts.