Ona güvenmek için daha iyi tanımalıydın.
- You should have known better than to trust him.
Tüm yapabileceğiniz birbirinize güvenmektir.
- All you can do is trust one another.
Ondan hoşlanıyorum fakat aynı zamanda ona gerçekten inanmıyorum.
- I like him, but at the same time I don't really trust him.
Onun söylediğine inanabileceğimi zannetmiyorum.
- I don't feel that I can trust what he says.