sebep olmak

listen to the pronunciation of sebep olmak
Türkisch - Englisch
cause

I didn't want to cause a scene. - Bir olaya sebep olmak istemedim.

We want to cause the least possible harm. - Biz mümkün olan en az zarara sebep olmak istiyoruz.

induce
bring about
lead to
provoke
bring forth
stir up
give
(deyim) bring along
give rise to
result in
(deyim) culminate in
incline
incur
inspire
to bring about, cause
to cause, to occasion
bring on
caused
brew
sebep ol
cause

I deeply regret having caused the accident. - Kazaya sebep olduğuma son derece pişmanım.

The accident was caused chiefly by the unpredictable weather. - Genellikle öngörülemeyen hava tarafından kazaya sebep olundu.

sebep ol
lead to

They believed it might lead to trouble. - Onun sıkıntıya sebep olabileceğine inanıyorlardı.

sebep ol
give rise to
sebep ol
given rise to
sebep ol
made&
sebep ol
{f} caused

The accident was caused chiefly by the unpredictable weather. - Genellikle öngörülemeyen hava tarafından kazaya sebep olundu.

I deeply regret having caused the accident. - Kazaya sebep olduğuma son derece pişmanım.

sebep ol
gave rise to
sebep olma
causation
Sebep olma
(Tıp) induction
sebep ol
occasion
Türkisch - Türkisch
Neden olmak, yol açmak
ettirmek
(Hukuk) TESEBBÜB
sebep olmak
Favoriten