I deeply regret having caused the accident.
- Kazaya sebep olduğuma son derece pişmanım.
The accident was caused chiefly by the unpredictable weather.
- Genellikle öngörülemeyen hava tarafından kazaya sebep olundu.
They believed it might lead to trouble.
- Onun sıkıntıya sebep olabileceğine inanıyorlardı.
It transpired that fire was caused by a careless smoker.
- Yangına dikkatsiz bir sigara içicisinin sebep olduğu ortaya çıktı.
Some diseases are caused by a defective gene.
- Bazı hastalıklara kusurlu bir gen tarafından sebep olunmaktadır.