sebep olan

listen to the pronunciation of sebep olan
Türkisch - Englisch
(Politika, Siyaset) conducive
caused
occasioned
facient
causative
causing

That may be what's causing your hives. - Kovanlarına sebep olan şey bu olabilir.

You're the one causing all the trouble. - Tüm soruna sebep olan sensin.

sebep olan kimse
begetter
sebep olan sebepsiz kalsın! May he suffer
for this! (said of someone who has wronged one)
sebep ol
cause

An earthquake, 8.9 on the Richter scale, hits Japan and causes a massive tsunami. - Richter ölçeğine göre 8.9 şiddetinde bir deprem, Japonya'yı vurdu ve ağır bir tsunamiye sebep oldu.

It is a complete mystery what caused the accident. - Bu kazaya neyin sebep olduğu tam bir sır.

sebep ol
lead to

They believed it might lead to trouble. - Onun sıkıntıya sebep olabileceğine inanıyorlardı.

sebep ol
give rise to
sebep ol
given rise to
sebep ol
made&
sebep ol
{f} caused

It is a complete mystery what caused the accident. - Bu kazaya neyin sebep olduğu tam bir sır.

The accident was caused chiefly by the unpredictable weather. - Genellikle öngörülemeyen hava tarafından kazaya sebep olundu.

sebep ol
gave rise to
sebep ol
occasion
sebep olan
Favoriten