Fadıl her boş anı, Leyla'ya satın alınacak bir hediye için interneti araştırmakla geçirdi.
- Fadil spent every spare moment searching the web for a gift to buy Layla.
İstihdamı araştırmak için Tokyo'ya geldi.
- He came to Tokyo in search of employment.
Birçok insan altın aramak için Batıya yola çıktı.
- Many men set out for the West in search of gold.
Onlar mutluluğu aramaya gittiler.
- They went in search of happiness.
Böcek aramak üzere ormana girdik.
- We went into the woods in search of insects.
Birçok adam altın aramak üzere batıya gitti.
- Many men went west in search of gold.
O, hasta bebeği için doktor araştırmaya gitti.
- She went in search of a doctor for her sick baby.
Tam bir vücut araştırması için seçileceğimi bir an bile asla hayal etmedim.
- I never for a moment imagined that I'd be singled out for a full body search.
Onlar mutluluğu aramaya gittiler.
- They went in search of happiness.
Arama ve kurtarma operasyonları hemen başladı.
- Search and rescue operations began immediately.
Tom bütün akşamı ünlü kişlerin fotoğrafları için Web'i araştırmakla geçirdi.
- Tom spent the whole evening searching the Web for photos of famous people.
Tom'u aramak için dışarıda olacağını düşündüm.
- I thought you'd be out searching for Tom.
Polis evi araştırdı ve iki kilo eroin ele geçirdi.
- The police searched the house and seized 2 kilograms of heroin.
Gümrük memurları bütün gemiyi araştırdılar.
- The customs officials searched the whole ship.
Erkek kardeşimi arıyorum.
- I am searching for my brother.
Haftalardır yavru köpeğimi arıyorum.
- I've been searching for my puppy for weeks.
Tom'un ev ve ofisi, polis tarafından arandı.
- Tom's home and office were searched by the police.
İki oğlan polis tarafından durduruldu ve arandı.
- The two boys were stopped and searched by the police.
Tom'u aramak için dışarıda olacağını düşündüm.
- I thought you'd be out searching for Tom.
Google'da arama yapmayı denedim ama ne yapacağımı bulamadım.
- I have tried searching on Google, but I can't find out what to do.
Now to the bottome dost thou search my wound.
With only five minutes until we were meant to leave, the search for the keys started in earnest.
To search the God of loue, her Nymphes she sent / Throughout the wandring forrest euery where .
The police are searching for evidence in his flat.
Search is a hard problem for computers to solve efficiently.
I searched the garden for the keys and found them in the vegetable patch.
... And now you see those search results are the sushi places ...
... Now, people who have opted in to over Gmail search field ...