Her odayı dikkatlice araştırmak için zamanımız yok.
- We don't have time to search every room carefully.
Fadıl her boş anı, Leyla'ya satın alınacak bir hediye için interneti araştırmakla geçirdi.
- Fadil spent every spare moment searching the web for a gift to buy Layla.
Birçok insan altın aramak için Batı'ya gitti.
- Many men left for the West in search of gold.
Arama ve kurtarma operasyonları hemen başladı.
- Search and rescue operations began immediately.
Böcek aramak üzere ormana girdik.
- We went into the woods in search of insects.
Birçok adam altın aramak üzere batıya gitti.
- Many men went west in search of gold.
Araştırma ekibi onu uçurumun dibinde uzanırken buldu.
- The search party found him lying at the foot of a cliff.
O, hasta bebeği için doktor araştırmaya gitti.
- She went in search of a doctor for her sick baby.
Her şeyi düşünerek, on yıllık araştırmadan sonra, arkadaşım Slantsy bölgesinden bir kızla evlendi.
- All in all, after ten years of searching, my friend got married to a girl from the Slantsy region.
Arama ve kurtarma operasyonları hemen başladı.
- Search and rescue operations began immediately.
Polisler saatlerce Tom'un evini aradılar fakat onlar cinayet silahını bulamadılar.
- The police spent hours searching Tom's place, but they couldn't find the murder weapon.
Tom bütün akşamı ünlü kişlerin fotoğrafları için Web'i araştırmakla geçirdi.
- Tom spent the whole evening searching the Web for photos of famous people.
Bill bütün evi araştırdı.
- Bill searched the entire house.
O, anahtar için cebini araştırdı.
- He searched his pockets for the key.
Haftalardır yavru köpeğimi arıyorum.
- I've been searching for my puppy for weeks.
Polisler yıllarca Tom'u arıyorlar.
- The police have been searching for Tom for years.
Tom'un ev ve ofisi, polis tarafından arandı.
- Tom's home and office were searched by the police.
Her oda iyice arandı.
- Every room was searched thoroughly.
Tom'u aramak için dışarıda olacağını düşündüm.
- I thought you'd be out searching for Tom.
Google'da arama yapmayı denedim ama ne yapacağımı bulamadım.
- I have tried searching on Google, but I can't find out what to do.
Now to the bottome dost thou search my wound.
With only five minutes until we were meant to leave, the search for the keys started in earnest.
To search the God of loue, her Nymphes she sent / Throughout the wandring forrest euery where .
The police are searching for evidence in his flat.
Search is a hard problem for computers to solve efficiently.
I searched the garden for the keys and found them in the vegetable patch.
... comprehensive search engine is hard, and that's what I'm ...
... doing around search and the impact on traditional media. ...