seçmen, seçmen

listen to the pronunciation of seçmen, seçmen
Türkisch - Englisch
voter, elector
seçmen
voter

Voters must not be corrupted. - Seçmenler bozuk olmamalıdır.

On election day, voters chose Nixon. - Seçim günü, seçmenler Nixon'u seçti.

liste (seçmen vb)
register
liste (seçmen)
register
seçmen listesi
poll
kararsız seçmen
floating vote
kaydedilmemiş seçmen
unpolled elector
posta ile oy kullanan seçmen
absentee voter
seçmen
poll
seçmen
elector

The electorate will decide who becomes the next president. - Seçmenler bir sonraki başkanın kim olacağına karar verecek.

Jefferson received 162 electoral votes. - Jefferson 162 seçmen oyu aldı.

seçmen
constituent
seçmen
voter, elector, constituent
seçmen
(kadın) electress
seçmen ile ilgili
electoral
seçmen kütüğü
electoral roll, register of electors
seçmen kütüğü
electoral roll
seçmen listesi
pollbook
seçmen listesinde adı geçmeyen
unpolled
seçmen olarak kaydedilmemiş
unpolled
Türkisch - Türkisch

Definition von seçmen, seçmen im Türkisch Türkisch wörterbuch

seçmen
Seçimde oy verme hakkı olan kimse, müntehip
seçmen
Seçimde oy verme hakkı olan kimse, müntehip: "Mahallî idareler ... seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişilerdir."- Anayasa
seçmen kütüğü
Seçmen listesi
seçmen, seçmen
Favoriten