seçici

listen to the pronunciation of seçici
Türkisch - Englisch
selector
selective

The way to protect yourself and your family from being adversely affected by television is to be more selective of the programmes you watch. - Kendinizi ve ailenizi televizyonun ters etkilerinden korumanın yolu, izlediğiniz programlar için daha seçici olmaktır.

We've become much more selective. - Çok daha seçici hale geldik.

picky

Tom is very picky about what he eats. - Tom yediği hakkında çok seçici.

Don't be too picky. There aren't that many fish in the sea. - Çok seçici olma. Denizde o kadar çok balık yok.

choosing

ׂShe's very picky when it comes to choosing hotels. - İş otel seçmeye gelince çok seçicidir.

selective; grader, selector
Selective, discriminating, picky, selecting, choosing
discriminating
picker
selecting
grader
selectively
chooser

Beggars can't be choosers. - Dilenciler seçici olamaz.

seçici geçirgen
(Biyoloji) Semipermeable
Seçici Servis Sistemi; kabin alt sistemi
(Askeri) Selective Service System; shelter subsystem
seçici kanal
selector channel
seçici kimse
chooser
seçici kurul
jury, selection committee
seçici kurul
jury
seçici olmak
be particular about
seçici olmayan
promiscuous
seçici soğurum
selective absorption
seçici tanım özelliği
(Askeri) selective identification feature
seçici yansıma
selective reflection
seç
choose

Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children. - Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.

You may choose any of them. - Onlardan herhangi birini seçebilirsin.

seç
chose

We chose Mary a good birthday present. - Mary'ye iyi bir doğum günü hediyesi seçtik.

He was chosen to be a member of the team. - O, takımın bir üyesi olarak seçildi.

seç
{f} chosen

He was chosen to be a member of the team. - O, takımın bir üyesi olarak seçildi.

The president of the republic is chosen by the people. - Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir.

seç
{f} elect

In 1860, Lincoln was elected President of the United States. - 1860'ta Lincoln, ABD başkanlığına seçildi.

Yuri Andropov was elected Chairman of the Presidium of the Supreme Soviet on June 16, 1983. - Yuri Andropov 16 Haziran 1983 te Yüce Rusya'nın Başbakanlık Heyetinin başkanı seçilmişti.

seç
choosing

You cannot be too careful in choosing your friends. - Arkadaşlarınızı seçerken çok dikkatli olamazsınız.

I hope to find a job of my own choosing. - Kendi seçtiğim bir işi bulmayı umuyorum.

seç
{f} elected

Yuri Andropov was elected Chairman of the Presidium of the Supreme Soviet on June 16, 1983. - Yuri Andropov 16 Haziran 1983 te Yüce Rusya'nın Başbakanlık Heyetinin başkanı seçilmişti.

Dwight Eisenhower was elected president in 1952. - Dwight Eisenhower, 1952'de başkan olarak seçildi.

band seçici
band selector
kanal seçici
(Teknik,Televizyon) channel selector switch
kanal seçici
tuner
program seçici
program selector
seç
(Bilgisayar) choose columns
seç
(Bilgisayar) select from
seç
single out

I don't think it's fair to single out Tom. - Tom'u seçmenin adil olduğunu sanmıyorum.

seç
{f} selecting

Tom did a pretty good job of selecting music for the dance. - Tom, dans için müzik seçimi konusunda iyi bir iş çıkardı.

seç
select

Those selected will have to face extensive medical and psychological tests. - Seçilmiş olanlar kapsamlı tıbbi ve psikolojik testlerle yüzleşmek zorunda kalacak.

Please select a language for the Image Viewer interface. - Lütfen Image Viewer arayüzü için bir dil seçin.

seç
pick on

Why don't you pick on someone your own size? - Neden boyuna göre birini seçmiyorsun?

Did you pick one yet? - Henüz birini seçtin mi?

seç
pick out

I want to pick out a present for my friend. - Arkadaşım için bir hediye seçmek istiyorum.

Pick out the shirt that you like best. - En çok sevdiğin gömleği seç.

seç
{f} selected

She selected a hat to match her new dress. - O, yeni elbisesi ile uyması için yeni bir şapka seçti.

The president shall be selected by majority vote. - Başkan çoğunluğun oyu ile seçilecek.

seç
choose, select
bant seçici
band selector
basamak seçici
(Elektrik, Elektronik) digit selector
dijital seçici arama
(Askeri) digital selective calling
geri vites seçici öbeği
(Otomotiv) reverse selector hub
gerilim seçici
voltage selector
grup seçici
(Elektrik, Elektronik,Teknik) group selector
güvenlik yardımı; seçici özellik (Küresel Konumlama Sistemi (GPS)); baş danışman
(Askeri) security assistance; selective availability (GPS); senior adviser; situational awareness; staging area; stand-alone switch
hat seçici
line selector
hedef seçici
(Askeri) target selector
istasyon seçici
(radyo) station selector
iyon seçici elektrot
(Tıp) ion selective electrode
kanal seçici
channel selector
muhtaç olan seçici olamaz
beggars can't be choosers
oluk seçici
(Televizyon) programselector
oluk seçici
tuner
resim seçici
vision mixer
sayfa seçici
(Bilgisayar) sheet selector
sayı seçici
digit selector
sayısal seçici
numerical selector
seç
singleout
silah seçici
(Bilgisayar) gun selector
son seçici
final selector
taban seçici
(Denizbilim) substratum chooser
yön seçici
direction selector
seçici
Favoriten