Tom çığlık atanı duyabildi.
- Tom could hear screaming.
Rüzgar, çığlık atan hayaletler gibi korkutucu geliyor.
- The wind sounds scary, like screaming ghosts.
Tom bağıran fanatik kızlardan oluşan bir kalabalık tarafından çevrilmişti.
- Tom was surrounded by a horde of screaming fangirls.
Birisi onun kolundan tuttuğunda o korkudan çığlık attı.
- She screamed with horror as someone took hold of her arm.
Tom yardım için çığlık attı.
- Tom screamed for help.
Canım bağırmak istedi.
- I felt like screaming.
Bağırmak ve çığlık atmak seni hiç bir yere götürmez.
- Yelling and screaming is not going to get you anywhere.
Tom çığlık atmak için ağzını açtı.
- Tom opened his mouth to scream.
O kadar kızgınım ki çığlık atmak ve her şeyi kırmak istiyorum!
- I'm so mad I want to scream and break everything!
Tom sadece bağırmaya devam etti.
- Tom just kept screaming.
Bağırmak ve çığlık atmak seni hiç bir yere götürmez.
- Yelling and screaming is not going to get you anywhere.
Tom yardım için çığlık attı.
- Tom screamed for help.
Birinin çığlık attığını duydum.
- I heard someone scream.
O, dehşetle haykırdı.
- She screamed with terror.
It's a nice night, and I’da darned sight rather take a walk out than see you work yourself into a fit of the screaming abdabs. I don't blame you, .
I hate to say it but Canadian television was no screaming hell before Corner Gas.
We had a real scream of a time at the beach.
... all the sadness and frustration and anger and hurt, and then the crowd starts screaming, ...
... ( people screaming ) ...