schranken

listen to the pronunciation of schranken
Englisch - Türkisch

Definition von schranken im Englisch Türkisch wörterbuch

borders
(Bilgisayar) kenarlık
borders
(Bilgisayar) kenarlıklar
bounds
sınırlar

Polis, Dan'in kendini savunma sınırları içinde hareket ettiğini tespit etti. - The police established that Dan acted within the bounds of self-defense.

Bu tip konular insanın bilgi sınırlarının ardındadır. - Such matters are beyond the bounds of human knowledge.

barriers
engeller

Dünya vatandaşı olarak, kültürel engellerin üstesinden gelmenin yollarını biliyorum. - As a citizen of the world, I know ways of overcoming cultural barriers.

Bizim sosyal engelleri yıkmak için çok çalışmamız gerekmektedir. - We must work hard to break down social barriers.

borders
kenarlar
borders
kanarlar
bounds
yaylan/zıpla/sınırla
bounds
sınır

Bu tip konular insanın bilgi sınırlarının ardındadır. - Such matters are beyond the bounds of human knowledge.

Üzgünüm, sınırımı aşmak istemedim. - I'm sorry, I didn't mean to overstep my bounds.