Tazminat fazla düşük.
- The compensation is too low.
Yaralanması için tazminat olarak büyük bir miktar para aldı.
- He received a large sum of money in compensation for his injury.
Nasıl telafi etmeyi planlıyorsun?
- How do you plan to make amends?
Tom telafi etmek için söz verdi.
- Tom has promised to make amends.
O hizmeti için hiçbir bedel almadı.
- He received no compensation for his service.
Yaptığım her şeyi telafi etmek için bir gönüllü olarak çalışmak istiyorum.
- I want to work as a volunteer to make amends for everything I've done.
Tom telafi etmek için çok geç olmadığını söylüyor.
- Tom says it's not too late to make amends.
Tom çaldığı tüm parayı geri vererek özür dilemeye çalıştı.
- Tom tried to make amends by giving back all the money he had stolen.
Tom kendi web sitesinde alenen özür dileyerek telafi etmeye çalıştı.
- Tom tried to make amends by apologizing publicly on his website.