Sami, Leyla'nın ceset parçalarını şehir çevresine dağıttı.
- Sami scattered Layla's body parts around the city.
Ani ses kuşları dağıttı.
- The sudden noise scattered the birds.
Çiftçi buğday tohumlarını tarlada saçtı.
- The farmer scattered the wheat seeds in the field.
Aç kedi çöpü mutfağın her yerine saçtı.
- The hungry cat scattered the trash all over the kitchen.
Kırık cam yolun her tarafına dağılmış durumda.
- Broken glass lay scattered all over the road.
Her yere dağılmış boş teneke kutular vardı.
- There were empty cans scattered all over the place.
Sami, Leyla'nın ceset parçalarını şehir çevresine dağıttı.
- Sami scattered Layla's body parts around the city.
Ani ses kuşları dağıttı.
- The sudden noise scattered the birds.
There will be a scattering of showers, with heavy rain in places.