Yedek bir gömleğim yok.
- I don't have a spare shirt.
Tom bir araba fabrikasında yedek parça yapıyor.
- Tom is making spare parts in a car factory.
Yuriko boş zamanında çiçekleri düzenler.
- Yuriko arranges flowers in her spare time.
Onu boş vaktimde yapabileceğimi düşünüyorum.
- I think I can do it in my spare time.
a spare diet.