I didn't mean to be disrespectful.
- Saygısızlık etmek istemedim.
She was never disrespectful to me.
- Bana asla saygısızlık etmedi.
He had the impudence to cut across our garden.
- Bahçemizden geçerek saygısızlık yaptı.
I'm sure that Tom didn't mean to be disrespectful.
- Tom'un saygısızlık etmek istemediğine eminim.
I meant no disrespect.
- Saygısızlık etmek istemedim.