say, voice; express, pronounce, articulate

listen to the pronunciation of say, voice; express, pronounce, articulate
Englisch - Türkisch

Definition von say, voice; express, pronounce, articulate im Englisch Türkisch wörterbuch

utter
{s} sapına kadar
utter
atmak (çığlık vb'ni)
utter
su katılmadık
utter
basmak
utter
{f} dile getirmek

Teknoloji hızla değişir demek bilinen gerçeği dile getirmektir. - To say that technology changes rapidly is to utter a truism.

utter
tamamen

Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız. - It is utterly impossible to finish the work within a month.

Utangaç erkek çocuğu onun varlığında tamamen sıkıldı. - The shy boy was utterly embarrassed in her presence.

utter
tam

Utangaç erkek çocuğu onun varlığında tamamen sıkıldı. - The shy boy was utterly embarrassed in her presence.

Tom tamamen yiyeceklere saplantılı. Mary'nin onu terkettiğine şaşmamalı. - Tom is utterly obsessed with food. No wonder Mary dumped him!

utter
demek

Teknoloji hızla değişir demek bilinen gerçeği dile getirmektir. - To say that technology changes rapidly is to utter a truism.

utter
söylemek
utter
nihai
utter
halis
utter
{s} kesin
utter
son derece
utter
{f} açığa vurmak
utter
{s} tüm
utter
{s} mutlâk

O mutlak bir zaman kaybı. - That's an utter waste of time.

O tam ve mutlak bir zaman kaybıydı. - It was a complete and utter waste of time.

utter
piyasaya sür/söyle
utter
{f} (inilti/ses) çıkarmak
utter
{f} piyasaya sürmek (sahte para vb.)
utter
atmak
Englisch - Englisch
{f} utter
say, voice; express, pronounce, articulate
Favoriten