savundu

listen to the pronunciation of savundu
Türkisch - Englisch
advocated

He advocated the reduction of taxes. - Vergilerin azaltılmasını savundu.

He advocated State Capitalism over Market Capitalism. - O, Pazar Kapitalizmine karşı Devlet Kapitalizmini savundu.

defended

They defended their country against the invaders. - Onlar istilacılara karşı ülkelerini savundular.

He defended himself tooth and nail. - Var gücüyle kendisini savundu.

savun
{f} advocate

He advocated the reduction of taxes. - Vergilerin azaltılmasını savundu.

He advocated abolishing class distinctions. - O, sınıf ayrımlarının ortadan kaldırılmasını savundu.

savun
{f} defending

We are defending the same cause. - Biz aynı nedeni savunuyoruz.

No one is defending my country. - Kimse ülkemi savunmuyor.

savun
defend

They defended their country against the invaders. - Onlar istilacılara karşı ülkelerini savundular.

The defenders checked the onslaught by the attackers. - Savunucular saldırganlar tarafından yapılan saldırıyı kontrol etti.

savun
argue for
savun
stick up for

I will never forgive you because you did not stick up for me at the meeting. - Beni toplantıda savunmadığın için seni asla affetmeyeceğim.

Finnisch - Türkisch

Definition von savundu im Finnisch Türkisch wörterbuch

savun
duman çıkarmak
savun
hiddetlenmek
savun
keskin kokulu gaz