O, birikimlerini topladı.
- He added to his savings.
Milyonlarca insan bütün birikimlerini kaybetti.
- Millions of persons lost all their savings.
Ben bir tasarruf hesabı açmak istiyorum.
- I'd like to open a savings account.
Kimse içeceklerden tasarruf ederek zengin olmadı.
- Nobody ever got rich by saving on drinks.
Evliliğini kurtarmak için çalışmak zorundasın.
- You need to work on saving your marriage.
Yurt dışında bir yolculuk için para biriktiriyor.
- He is saving money for a trip abroad.
Yurt dışında eğitim yapmak için para biriktiriyorum.
- I am saving money in order to study abroad.
Çevreyi korumak kendimizi korumak anlamına gelir.
- Protecting the environment means saving ourselves.
Tatoeba, yok olma tehlikesinde olan dillerin korunmasında katkıda bulunabilir mi?
- Can Tatoeba contribute to the saving of endangered languages?
Çevreyi korumak kendimizi korumak anlamına gelir.
- Protecting the environment means saving ourselves.