Tom was the prosecutor in this case.
- Tom bu davada savcıydı.
My lawyer's talking to the prosecutor.
- Avukatım savcı ile konuşuyor.
Prosecutors in court have to substantiate their claims in order to prove a suspect is guilty.
- Bir şüphelinin suçlu olduğunu ispatlamak için mahkemedeki savcılar iddialarını kanıtlamak zorundadır.
Sami Bakir is one of the toughest prosecutors in New York state.
- Sami Bekir, New York eyaletindeki en zorlu savcılardan biridir.