Mary aerobik dans sınıfına gitti.
- Mary went to an aerobic dance class.
Haftada bir kez, o, aerobiğe gider.
- She goes to aerobics once a week.
O yirmili yaşlarda bir aerobik eğitmeni olarak çalıştı.
- She worked as an aerobics instructor in her twenties.
Gerçek erkekler aerobik yapmak için değil, ağırlık çalışmak için spor salonuna giderler.
- Real men go to the gym to pump iron, not to do aerobics.