Onun raporu bir bütün olarak tatmin ediciydi.
- His paper was, on the whole, satisfactory.
O, genel olarak, tatmin edici bir öğrenci.
- He is, on the whole, a satisfactory student.
Kira yüksek, onun dışında oda tatminkar.
- The rent is high, otherwise the room is satisfactory.
Evimiz otobüs durağına uzak olmasının haricinde oldukça tatminkardır.
- Our house is quite satisfactory except that it is rather a long way to the bus stop.
Konferansın hiç tatminkar değildi.
- Your lecture was not satisfactory at all.
Onun açıklaması hiç bir şekilde tatminkâr değildir.
- His explanation is by no means satisfactory.
The satisfactory results of the survey led to his promotion.