The salesperson persuaded her to buy the dress.
- Satış elemanı elbiseyi alması için onu ikna etti.
Do you have any sales distributors in Japan?
- Japonya'da hiç satış distribütörleri var mı?
This bookstore stopped selling JUMP.
- Bu kitapçı JUMP satışını durdurdu.
She arranges the buying and selling of houses in and around Deal.
- O Deal'in içinde ve çevresinde ev alışı ve satışı düzenlemektedir.
He realized a large sum by the sale of the plantation.
- O ekili alanın satışını büyük miktarda gerçekleştirdi.
The salesperson persuaded her to buy the dress.
- Satış elemanı elbiseyi alması için onu ikna etti.
He is engaged in selling cars.
- O, araba satışı ile uğraşıyor.
They were only interested in selling books.
- Onlar sadece kitap satışıyla ilgileniyordu.
They're holding a liquidation sale.
- Bir tasfiye satışı düzenliyorlar.
This software package has a suggested retail price of $99.
- Bu yazılım paketinin tavsiye edilen perakende satış fiyatı 99 dolardır.
The salesperson persuaded her to buy the dress.
- Satış elemanı elbiseyi alması için onu ikna etti.
Stop at the newsstand to buy the paper.
- Gazete satış yerinden gazete satın almayı durdurun.