satın al

listen to the pronunciation of satın al
Türkisch - Englisch
{f} bought

I bought a new personal computer yesterday. - Dün yeni bir PC satın aldım.

I bought two dozen pencils. - İki düzine kalem satın aldım.

{f} purchase

I purchased a new car last week. - Geçen hafta yeni bir araba satın aldım.

Many Americans protested the purchase of Alaska. - Birçok Amerikalı Alaska'nın satın alınmasını protesto ettiler.

{f} purchasing

Purchasing power has greatly fallen. - Satın alma gücü çok düştü.

I think you should probably see someone from Purchasing. - Sanırım muhtemelen Satın almadan biriyle görüşmen gerekiyor.

{f} merchandising
{f} merchandised
{f} merchandise
{f} buy

I will only buy the car if they repair the brakes first. - Frenleri tamir ederlerse, arabayı satın alacağım.

I love buying on eBay. - eBay'dan satın almayı çok seviyorum.

{f} buying

I went to the department store with a view to buying a present. - Ben bir hediye satın almak amacıyla bir alışveriş merkezine gittim.

I never go out without buying something. - Ben bir şey satın almadan asla dışarı çıkmam.

satın al

    Silbentrennung

    sat·in al

    Türkische aussprache

    sätın äl

    Aussprache

    /ˈsatən ˈal/ /ˈsætən ˈæl/

    Etymologie

    [ 'sa-t&n ] (noun.) 14th century. Middle English, from Middle French, probably from Arabic zaytunI, literally, of Zaytun, seaport in China during the Middle Ages.
Favoriten