The ground quaked violently.
- Zemin şiddetle sarsıldı.
We felt a quake in the apartment every time the train went by.
The crowd looked shocked.
- Kalabalık sarsılmış görünüyordu.
Everyone looked shocked.
- Herkes sarsılmış görünüyordu.
Suddenly I felt something like a jolt.
- Aniden sarsıntı gibi bir şey hissettim.
Tom looked a little shocked.
- Tom biraz sarsılmış görünüyordu.
I was shocked by yesterday's news.
- Dünkü haber tarafından sarsıldım.