samimiyetsiz

listen to the pronunciation of samimiyetsiz
Türkisch - Englisch
{s} insincere

Tom said he thought I was insincere. - Tom samimiyetsiz olduğumu düşündüğünü söyledi.

Tom seemed insincere. - Tom samimiyetsiz görünüyordu.

hollow hearted
double minded
formal, reserved, distant, insincere
mealy mouthed
formal, reserved, stiff, distant
unfriendly

The teacher is unfriendly. - Öğretmen samimiyetsiz.

Tom was unfriendly, wasn't he? - Tom samimiyetsizdi, değil mi?

mealy-mouthed
tongue in cheek
mealymouthed
disingenuous
Türkisch - Türkisch
Samimi davranmayan, içtensiz
samimiyetsiz
Favoriten