Genellikle doğrudan ilişkili değildi.
- He usually was not involved directly.
Neyin ilişkili olduğunu biliyorum.
- I know what's involved.
Tom'un olanlara karışmış olabileceğini düşünüyorum.
- I think Tom might be involved in what happened.
Tom karışmış olabilir mi?
- Could Tom be involved?
Bu karışıklığa karışmamı asla istememiştim.
- I never wanted you to get involved in this mess.
Tom ilgili herkese teşekkür etti.
- Tom thanked everyone involved.
İlgili risklerin farkındayım.
- I'm aware of the risks involved.