Türkisch - Englisch
Definition von samanlı im Türkisch Englisch wörterbuch
- cream wove
- (something) which contains straw or chaff; strawy; chaffy
- strawy
- (kâğıt) cream laid
- strawy, chaffy
- straw
- saman
- chaff
Old birds are not caught with chaff.
-Eski kuşlar saman ile yakalanmış değil.
- saman
- straw
The last straw breaks the camel's back.
-Devenin belini kıran son saman çöpü.
To make a mattress for camping, we stuffed a sack with straw.
-Kamp için yatak yapmak için bir çuvalı samanla doldurduk.
- saman
- hay
The poor child suffers from hay fever.
-Zavallı çocuk saman nezlesi olmuş.
A lot of people are dealing with hay fever now.
-Birçok insan artık saman nezlesinin üstesinden geliyorlar.
- saman
- fodder
- saman
- (Tarım) tailings
- saman
- rick
- saman
- straw; hay, chaff
- saman
- haulm
- saman
- halm
- saman
- forage
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von samanlı im Englisch Englisch wörterbuch
- saman
- large ornamental tropical American tree with bipinnate leaves and globose clusters of flowers with crimson stamens and sweet-pulp seed pods eaten by cattle
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von samanlı im Türkisch Türkisch wörterbuch
- Samanı olan
- samanlı gübre
- Samanı gerektiği kadar yanmamış gübre
- samanlı kerpiç
- İçine saman karıştırılarak dökülen kerpiç
- Saman
- bada
- Saman
- merek
- Saman
- alaf
- Saman
- (Osmanlı Dönemi) KİMN
- SÂMÂN
- (Osmanlı Dönemi) Düzen, tertip
- SÂMÂN
- (Osmanlı Dönemi) Rahmet
- SÂMÂN
- (Osmanlı Dönemi) f. Servet. Zenginlik
- SÂMÂN
- (Osmanlı Dönemi) Dinçlik
- SÂMÂN
- (Osmanlı Dönemi) Bir kimsenin varı-yoğu, serveti
- saman
- Türlü ekinlerin taneleri ayrıldıktan sonra geriye kalan sapları
- saman
- çiçektozlarına karşı alerjiden ileri gelen nezle