saldırgan

listen to the pronunciation of saldırgan
Türkisch - Englisch
{i} assailant

Tom struggled with his assailant and managed to escape. - Tom saldırganla mücadele etti ve kaçmayı başardı.

The assailant was wearing a mask. - Saldırgan bir maske takıyordu.

{s} aggressive

He assumed an aggressive attitude toward me. - Bana karşı saldırgan bir tavır takındı.

Tom sometimes is very aggressive and likes to start arguments. - Tom bazen çok saldırgandır ve tartışmaları başlatmayı sever.

offensive

The bold knight didn't hesitate at the time to go onto the offensive. - Cesur şövalye saldırganın üzerine gitmek için o anda tereddüt etmedi.

Your attitude towards women is offensive. - Kadınlara karşı tavrın saldırgan.

pushy

I don't want to seem pushy. - Saldırgan görünmek istemiyorum.

Everybody knew that she was being pushy. - Onun saldırgan olduğunu herkes biliyordu.

aggressor

Tom was clearly the aggressor. - Tom açıkça saldırgandı.

thrusting
hard hitting
invader

They resisted the invaders. - Saldırganlara direndiler.

get tough
aggressive; attacker, assailant, aggressor
militant
attacker

The defenders checked the onslaught by the attackers. - Savunucular saldırganlar tarafından yapılan saldırıyı kontrol etti.

They pushed back the attackers. - Onlar saldırganları geri püskürttü.

assailer
aggressive, disposed to attack, belligerent, truculent
truculent
rampageous
agressive
vicious

Watch out! This monkey is vicious. - Dikkat et! Bu maymun saldırgan.

assaultive
gross
hardhitting
saldırgan olmama
non aggression
saldırgan olmayan
non aggressive
saldırgan su
aggressive water
saldırgan tip
militant
saldırgan ve güçlü
two fisted
saldırgan ülke
aggressor
Saldırganlar
hostiles
saldırganlar
attackers
Komuta ve Kontrol Harbinin saldırgan bir şekli
(Askeri) an offensive form of command and control warfare
açgözlü ve saldırgan tip
hawk
edilgen-saldırgan davranış
(Pisikoloji, Ruhbilim) passive-aggressive behavior
oral-saldırgan kişilik
(Pisikoloji, Ruhbilim) oral aggressive character
sert ve saldırgan dil
choice words
Türkisch - Türkisch
Başkasına saldıran, yapısında saldırma özelliği olan (devlet, kimse, hayvan), agresif, mütecaviz
agresif

Tom çok agresif, değil mi? - Tom çok saldırgan, öyle değil mi?

saldırgan
Favoriten