The secret service guards him against attack.
- Gizli servis onu saldırıya karşı koruyor.
The enemy attack ended at dawn.
- Düşman saldırısı şafakta sona erdi.
Tom currently faces charges of aggravated assault.
- Tom şu anda ağırlaştırılmış saldırı suçuyla yüz yüze.
Tom asked Mary if she knew where he could buy an assault rifle.
- Tom Mary'ye bir saldırı tüfeğini nerede alabileceğini bilip bilmediğini sordu.
Several soldiers were injured in the offensive.
- Saldırıda birkaç asker yaralandı.
The general decided to launch an offensive against the enemy camp.
- General düşman kampına karşı bir saldırı başlatmaya karar verdi.
The aggression was provoked by all those gratuitous insults.
- Saldırı tüm bu gereksiz hakaretler tarafından kışkırtıldı.
We have to defend our country from the foreign aggression.
- Ükemizi yabancı saldırısından korumak zorundayız.
The defenders checked the onslaught by the attackers.
- Savunucular saldırganlar tarafından yapılan saldırıyı kontrol etti.
The best defense is a good offense.
- En iyi savunma iyi bir saldırıdır.
He was unaware of the enormity of the offense.
- Saldırının büyüklüğünden habersizdi.
The USSR will only use air strikes in the country as a last resort.
- SSCB sadece son çare olarak ülkede hava saldırılarını kullanacak.
The USA will only use air strikes in the country as a last resort.
- ABD yalnızca son çare olarak ülkede hava saldırılarını kullanacak.
Tom has been charged with assault.
- Tom saldırı ile suçlanıyor.
Tom has been charged with assault and battery.
- Tom saldırı ve darp ile suçlandı.
Many muggings go unreported.
- Soygun amaçlı birçok saldırı bildirilmiyor.
He completed many dangerous bombing raids.
- Bir sürü tehlikeli bombardıman saldırılarını tamamladı.
The air raid was demoralizing for the enemy.
- Hava saldırısı düşman için cesaret kırıcıydı.