Definition von sahne im Türkisch Englisch wörterbuch
- scene
The terrible scene made him tremble in fear.
- Korkunç sahne onu korku içinde titretti.
I want to see the scene in slow motion.
- Sahneyi ağır çekimde görmek istiyorum.
- stage
Roger liked writing songs. He also liked to perform his own songs on the stage.
- Roger şarkı yazmayı seviyordu. Aynı zamanda kendi şarkılarını sahnede söylemeyi de seviyordu.
The man dancing on the stage is my uncle.
- Sahnede dans eden adam benim amcam.
- site
- (Tiyatro) onstage
- set
The story is set in Neuilly-on-the-Seine, a French town not far from Paris.
- Hikaye Neuilly -on-the -Seine'da sahnelenmiştir, Paris'ten çok uzak olmayan bir Fransız kasabası.
We have to set the scene for negotiations.
- Biz müzakereler için sahne ayarlamak zorundayız.
- setting (for an event)
- stage; tiy, scene
- boards
- arena
- theat., cin. scene (one part of an act, one episode in a movie)
- stage (of a theater, auditorium)
- setting
- scenic
- theatre
Soon, in the great theatre, the lights will be put out, and the empty stage will be left to ghosts.
- Yakında büyük tiyatroda ışıklar söndürülecek ve boş sahne hayaletlere terk edilecek.
- act
Jane saw the students acting well on the stage.
- Jane öğrencilerin sahnede iyi rol yaptıklarını gördü.
Tom Skeleton, the ancient stage doorkeeper, sat in his battered armchair, listening as the actors came up the stone stairs from their dressing rooms.
- Tarihi sahne kapıcısı, Tom Skeleton, eskimiş koltuğunda oturdu, aktörlerin soyunma odalarından taş merdivenlerden yukarı gelirken dinledi.
- board
- stage set
- to stage
- bandstand
- harlequinade
- theater
The theater group performed the new play.
- Tiyatro grubu yeni oyunu sahneledi.
- sahne ışığı
- spotlight
- sahne elbisesi
- prop
- sahne almak
- take the stage
- sahne arkası
- (Tiyatro) skene
- sahne aydınlatma
- stage lighting
- sahne düzeni
- (Tiyatro) stage-setting
- sahne gösterisi
- stage performance
- sahne makyajı
- theatrical makeup
- sahne müdürü
- (Tiyatro) stage-manager
- sahne oyuncusu
- (Muzik) pay actor
- sahne oyunları
- (Muzik) histrionicism
- sahne oyunu
- (Tiyatro) play
- sahne sanatı
- (Muzik) histrionics
- sahne tasarımı
- stage design
- sahne tavanı
- (Tiyatro) grid
- sahne yokuşu
- (Tiyatro) rake
- sahne yönetimi
- (Tiyatro) stage directions
- sahne önü
- (Tiyatro) dip
- sahne sanatçılığı
- artistry of the scene
- sahne sanatçısı
- performing artist
- sahne adı
- (Tiyatro) stagename
- sahne amiri
- stage manager
- sahne arka perdesi
- backdrop
- sahne arka perdesi
- backcloth
- sahne arkası
- upstage
- sahne arkası
- backstage
- sahne arkasına
- upstage
- sahne arkasında
- upstage
- sahne arkasında
- backstage
- sahne arkasında olan
- offstage
- sahne arkasındaki
- upstage
- sahne aşkı
- stage fever
- sahne dekoru
- scenery
I could really use a change in scenery!
- Gerçekten sahne dekorunda bir değişiklik kullanabilirim.
I figured a change of scenery might do us good.
- Bir sahne dekoru değişikliğinin bizi iyi yapabileceğini düşündüm.
- sahne dekoru
- scene
I could really use a change in scenery!
- Gerçekten sahne dekorunda bir değişiklik kullanabilirim.
I figured a change of scenery might do us good.
- Bir sahne dekoru değişikliğinin bizi iyi yapabileceğini düşündüm.
- sahne dili
- (Tiyatro) theatrical language
- sahne donanımı
- props
- sahne donanımı görevlisi
- props
- sahne donatımcısı
- (Tiyatro) property-man
- sahne düzeni
- mise an scene
- sahne düzeni
- stage direction
- sahne düzenlemesi
- (Tiyatro) mise-en-scène
- sahne düzenlemesi
- stage arrangement
- sahne dışı
- (Tiyatro) off-stage
- sahne efekti
- stage effect
- sahne elbiseleri
- properties
- sahne elbiseleri
- property
- sahne elbisesi
- costume
- sahne etkinlikleri
- dramatics
- sahne eşyaları
- properties
- sahne eşyaları
- property
- sahne eşyası
- (Tiyatro) stage property
- sahne eşyası theat
- properties, props
- sahne gerisi
- (Tiyatro) back of the stage
- sahne görevlisi
- stagehand
- sahne heyecanı
- stage fright
- sahne ile ilgili
- scenic
- sahne ismi
- (Tiyatro) stagename
- sahne için yazılmış oyun
- drama
- sahne kafesi
- (Tiyatro) garmony
- sahne kapıcısı
- (Tiyatro) doorkeeper
Tom Skeleton, the ancient stage doorkeeper, sat in his battered armchair, listening as the actors came up the stone stairs from their dressing rooms.
- Tarihi sahne kapıcısı, Tom Skeleton, eskimiş koltuğunda oturdu, aktörlerin soyunma odalarından taş merdivenlerden yukarı gelirken dinledi.
- sahne kapısı
- trap door
- sahne kurulumu ve dekor
- stage-setting and scenery
- sahne malzemesi
- prop
- sahne olarak
- scenically
- sahne olmak
- (for a place) to be the scene of (an event), be the setting for (an event)
- sahne olmak
- witness
- sahne sanatçısı
- artiste
- sahne sağı
- (Tiyatro) stage right
- sahne uyarlamaları
- stage adaptations
- sahne uyarlaması
- stage version
- sahne uyarlaması
- acting version
- sahne ve gösteri sanatları
- stage and performing arts
- sahne versiyonu
- stage version
- sahne yan perdesi
- tormentor
- sahne yer örtüsü
- (Tiyatro) dugget
- sahne yer örtüsü
- (Tiyatro) stage cloth
- sahne yön
- (Bilgisayar) stage mgr
- sahne yöneticisi
- stage manager
- sahne yönetmenliğini yapmak
- stage manage
- sahne çiti
- (Tiyatro) garmony
- sahne önü
- proscenium
- sahne önündeki ışıklar
- footlights
- sahne ışıkları
- bank of lights
- sahne ışıkları
- spotlights
- sahne ışıkları
- spots
- sahne ışığı
- limelight
- sahne ışığı
- spot
- birinci sahne
- (Bilgisayar) act one
- ikinci sahne
- (Bilgisayar) act two
- iç mekanda geçen (sahne)
- (Tiyatro) indoor
- sahneler
- scenes
- asma sahne perdesi
- drop curtain
- deniz kabuğu şeklinde sahne
- band shell
- dış sahne
- exterior
- geçmişi gösteren sahne
- flashback
- görülmeye değer sahne
- tableau
- müzik ve sahne sanatları ödülü
- Grammy
- son sahne
- finale
- tekerlekli sahne
- (Tiyatro) rolling stage
- uluslar arası sahne
- (Hukuk) international scene