Back then, people with psychiatric disorders were sometimes thought to be victims of demonic possession.
Réunion is the largest of France's overseas possessions.
He is the only son that we have ever had.
- O, şimdiye kadar sahip olduğumuz tek erkek evlat.
I have more money than I had last year.
- Geçen yıl sahip olduğumdan daha fazla param var.
With Windows, you have to have extensions or it won't read your files.
- Windows ile eklentilere sahip olmak zorundasın,yoksa o dosyalarını okumaz.
It must be nice to have friends in high places.
- Yüksek yerlerde arkadaşlara sahip olmak güzel olmalı.
Honor is the most precious thing we possess.
- Onur sahip olduğumuz en değerli şey.
Happiness isn't merely having many possessions.
- Mutluluk sadece birçok mala sahip olmak değildir.
I like having plenty to do.
- Yapacak çok şeye sahip olmayı severim.
Tom didn't like not having enough money.
- Tom yeterli paraya sahip olmamaktan hoşlanmıyordu.