Herkesin güvenli bir şekilde vardığını umuyorum.
- I hope everyone has arrived safely.
Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.
- He checked that all the doors were safely shut.
Dün sağ salim buraya geldi.
- He arrived here safely yesterday.
Onlar buraya dün sağ salim geldiler.
- They arrived here safely yesterday.
Tom değerli eşyalarını bir kasaya koydu.
- Tom put his valuables in a safe.
Tüm evraklar bantlandı ve kasada muhafaza edildi.
- All the papers were taped up and kept in the safe.
Sence bunu yapmak tehlikesiz mi?
- Do you think it's safe to do that?
Tom elektronik sigara içmenin sigara içmekten daha güvenilir olduğunu düşünüyor ama Mark o kadar emin değil.
- Tom thinks that vaping is safer than smoking cigarettes, but Mary's not so sure.
Bu su içmek için güvenli.
- This water is safe to drink.
Çocuklarımızın güvenliği için, lütfen yetişkin sitelerine girmeyin.
- For our children to be safe, please do not enter adult sites.
Uygun olan bir çelik kasaya değerli eşyalarımı koymak istiyorum.
- I'd like to put my valuables in a safe deposit box, if any are available.
Tom'a bir çelik kasası olup olmadığını sordum.
- I asked Tom if he had a safe deposit box.
Biz herkesi güvencede tutmak istiyoruz.
- We want to keep everybody safe.
Sırlarınız benimle güvencededir.
- Your secrets are safe with me.
Çocukların Tom'la birlikte emin ellerde olacak.
- Your children will be safe with Tom.
Tom Mary'nin emin ellerde olup olmadığını bilmiyordu.
- Tom didn't know whether Mary was safe or not.
Burada güvende olduğumuzdan emin misin?
- Are you sure we're safe here?
Bu yerin güvenli olduğundan emin misin?
- Are you sure this place is safe?
Tom neden koruyucu gözlük takmıyor?
- Why is Tom never wearing safety goggles?
Kanun en güvenli koruyucudur.
- Law is the safest helmet.
Güvenliği başka her şeyden önce sağlamalıyız.
- We must put safety before anything else.
Tom güvenli ve sağlam döndü.
- Tom returned safe and sound.
Güvende olduğumuzdan kesinlikle emin misin?
- Are you absolutely certain we're safe?
Kesinlikle güvende olacaksın.
- You'll be absolutely safe.
Güvenlik en önemli şeydir.
- Safety is what matters most.
Gerçekten önemli olan tek şey artık güvende olman.
- The only thing that really matters is that you're safe now.
Ben onunla korkusuzca oynuyorum.
- I am playing it safe.
With fresh material, taxonomic conclusions are leavened by recognition that the material examined reflects the site it occupied; a herbarium packet gives one only a small fraction of the data desirable for sound conclusions. Herbarium material does not, indeed, allow one to extrapolate safely: what you see is what you get.
Yeah, safe mate, wassup?” says one hoodie, who should at least be credited with attempting a more detailed sentence construction.
The documents are safe.
The pitcher attempted to pick off the runner at first, but he was safe.
If you push it to the limit, safety is not guaranteed.
You’ll be safe here.
dishwasher safe; dishwasher-safe.
... I've got to get this car off, safely, to ...
... I managed to get the car safely off to ...