sadness; dismalness

listen to the pronunciation of sadness; dismalness
Englisch - Türkisch
hüzün; dismalness
drear
{s} ümitsiz
drear
{s} kasvetli

Ben yarın başka bir kasvetli toplantıya gitmek zorundayım. - I've got to go to another dreary meeting tomorrow.

Kasvetli bir manzara, her yöne millerce yayıldı. - A dreary landscape spread out for miles in all directions.

drear
{s} kederli
drear
{s} iç karartıcı
Englisch - Englisch
drear
sadness; dismalness
Favoriten