I take a walk every morning.
- Her sabah yürüyüşe çıkarım.
Mother always gets up early in the morning.
- Anne her zaman sabahları erken kalkar.
It's difficult to get out of bed on cold mornings.
- Soğuk sabahlarda yataktan çıkmak zordur.
I find it hard to get up early on cold mornings.
- Soğuk sabahlarda erken kalkmayı zor bulurum.
She goes running every morning.
- O her sabah koşmaya gider.
Tom called me yesterday at nine in the morning.
- Tom beni dün sabah saat dokuzda aradı.
Roosevelt went to church in the morning.
- Roosevelt sabah kiliseye gitti.
It's good for your health to get up early in the morning.
- Sabah erken kalkmak sağlığın için faydalıdır.
The market opens at 9:00 a.m.
- Market sabah dokuzda açılır.
I'm on duty from 9:00 a.m. to 5:00 p.m.
- Sabah dokuzdan akşam beşe kadar görevdeyim.
The sunrise is beautiful this morning.
- Bu sabah gündoğumu güzel.
Did you see the sunrise this morning?
- Bu sabah gün doğumunu gördün mü?
We work from dawn until dusk.
- Sabahtan akşama kadar çalışırız.
Stay with me till the dawn.
- Sabahın ilk ışıklarına kadar benimle birlikte kalın.