sabırsızca

listen to the pronunciation of sabırsızca
Türkisch - Englisch
solicitously
in a concerned and solicitous manner; "`Don't you feel well?' his mother asked solicitously"
in a concerned and solicitous manner; "`Don't you feel well?' his mother asked solicitously
In a solicitous way
anxiously, with concern; thoughtfully; eagerly, earnestly; with great care, attentively
sabırsız
impatient

She was impatient to see her family. - Ailesini görmek için sabırsızlanıyordu.

He was very impatient to see his daughter. - Kızını görmek için çok sabırsızdı.

sabırsızca beklemek
kick one's heels
sabırsızca davranmak
flounce
sabırsız
rash
sabırsız
eager

Tom was eager to see Mary. - Tom Mary'yi görmek için sabırsızlanıyordu.

They're eager to see you. - Onlar seni görmek için sabırsızlanıyorlar.

sabırsız
{s} agog

They are agog to know what happened. - Hepsi ne olduğunu öğrenmek için sabırsızlanıyordu.

sabırsız
solicitous
sabırsız
testy
sabırsız
restive
sabırsız
on edge
sabırsız
feverish
sabırsız
fit
Türkisch - Türkisch

Definition von sabırsızca im Türkisch Türkisch wörterbuch

sabırsız
Sabır göstermeyen, sabrı olmayan