saati

listen to the pronunciation of saati
Türkisch - Englisch
saatine on time, punctually
per hour
on the clock
saat
hour

I've been waiting for hours. - Saatlerdir bekliyorum.

The airplane flies at a speed of five hundred kilometers per hour. - Uçak saatte beş yüz kilometre hızla uçar.

kol saati
watch

I got her a wrist watch. - Ona bir kol saati aldım.

I've mislaid my watch. - Kol saatimi kaybettim.

saat
{i} clock

The clock on that tower is accurate. - O kuledeki saat doğrudur.

There is a clock on the wall. - Duvarda bir saat var.

saat
watch

I've mislaid my watch. - Kol saatimi kaybettim.

I bought a watch and I lost it the next day. - Bir saat aldım ve ertesi gün onu kaybettim.

saati saatine
punctually
saati ayarlamak
1. to set a watch or clock in accordance with the correct time. 2. to adjust a watch or clock (so that it doesn't go too fast or too slow)
saati ayarlamak
to set a watch
saati geri almak
to put the clock back
saati geriye almak
put the clock back
saati geriye almak
to set a clock/a watch back
saati ileri almak
to put the clock forward
saati ileriye almak
to set a clock/a watch forward
saati kurmak
to wind a clock or watch
saati kurmak
to wind a watch/clock
saati ne kadar
What's the charge per hour
saati saatine uymamak
chop about and change
saati saatine uymamak
to chop and change
saati saatine uymamak
(for someone) to be very capricious, be very unpredictable
saati saatine uymayan
temperamental
saati saatine uymaz
inconsistent
saati sormak
ask the time
saati söylemek
tell the time
saati ücreti ne kadar
What does it cost per hour
sabah duası saati
tierce
saldırı saati
h hour
sarkaçlı dolap saati
longcase clock
sarkaçlı dolap saati
grandfather clock
sarkaçlı dolap saati
grandfather's clock
saat
o'clock

You get up at 5 o'clock every morning. - Her sabah saat 5'te kalkarsın.

We are to meet together at 9 o'clock tomorrow night. - Yarın gece saat dokuzda birlikte buluşacağız.

iş çıkış saati
rush hour

I want to avoid rush hour. - İş çıkış saatinden kaçınmak istiyorum.

kum saati
hourglass

The hourglass will indicate the end of the fight. - Kum saati, mücadelenin sonunu gösterecek.

My uncle gave me an hourglass. - Amcam bana bir kum saati verdi.

yaz saati
daylight saving time
alarm saati
alarm clock
alarm saati
(Bilgisayar) alarm time
arama saati
(Bilgisayar) call time
beslenme saati
(Tıp) feeding time
cep saati
half-hunter
cep saati
watch
devir saati
revolution counter
devir saati
tachometer
greenwich saati
(Askeri) greenwich mean time
hız saati
speedometer
internet saati
(Bilgisayar) internet time
saat
(Bilgisayar) hr
saat
gauge
saat
(Bilgisayar) at
saat
gage
saat
(Bilgisayar) hrs
saat
timekeeper
saat
time keeper
saat
register
saat
meter

It took me about two and a half hours to dig a hole one meter in diameter and two meters in depth. - Bir metre çapında ve iki metre derinliğinde bir çukur kazmak yaklaşık 2.5 saatimi aldı.

sistem saati
(Bilgisayar) system timer
sıfır saati
(Askeri) zero hour
uyku saati
(Bilgisayar) hours sleep
zulu saati
(Askeri) zulu time
zulu saati
(Askeri) zulu
saat
horologe
saat
ticker
akşam saati
evening hours
duvar saati
wall clock

The wall clock of the living room is inaccurate. - Oturma odasının duvar saati yanlış.

duvar saati
clock

The wall clock of the living room is inaccurate. - Oturma odasının duvar saati yanlış.

eşref saati
Psychologic moment, psychological moment
eşref saati
Propitious moment
kum saati
Sandglass, hourglass
masa saati
clock
okuma saati
reading time
saat
hours

I'll have to study ten hours tomorrow. - Yarın on saat çalışmak zorunda kalacağım.

I've been waiting for hours. - Saatlerdir bekliyorum.

çay saati
tea-time
Greenwich saati (zulu saatt)
(Askeri) Greenwich Mean Time
aktarma saati
transfer clock
alış saati; bölge koordinatörü; İhtiyat Unsuru; nehir akıntısı
(Askeri) receive clock; regional coordinator; Reserve Component;river current
atom saati
atomic clock
atın bir kol saati görmek istiyorum
I would like to see a gold watch
avustralya merkezi yaz saati
aus central daylight time
ayar saati
timer or by
bekleme saati
(Bilgisayar) pend time
bekçi saati
telltale clock
bilek/kol saati
wrist watch
bu saati tamir edebilir misiniz
Can you repair this clock
buhar saati
steam gage
buhar saati
steam gauge
cep saati
pocket watch
cep saati
turnip
ders saati
period

Tom went to talk to Mary as soon as the period ended. - Ders saati biter bitmez Tom Mary ile konuşmaya gitti.

In this school, a period is fifty minutes long. - Bu okulda bir ders saati elli dakika uzunluğundadır.

duvar saati
wall clock, clock
elektrik saati
electric meter
elektrik saati nerede
Where is the electric meter
eşref saati
psychological moment
eşref saati
1. opportune time, just the right time (for a job, deal, etc.). 2. propitious moment, most favorable moment, the right moment (to ask someone to do something)
eşref saati
psychologic moment
fiji standart saati
fiji standard time
fiji yaz saati
fiji daylight time
gaz saati
gas meter
gecenin bu saati
at this time of (the night)
gelgit saati
(Coğrafya) tidal clock
giriş saati
checkin time
greenwich bölge saati
(Askeri) greenwich zone time
greenwich saati
Greenwich Time
greenwich standart saati
greenwich standard time
greenwich yaz saati
greenwich daylight time
güneş saati
sundial
güneş saati mili
gnomon
hareket saati
departure time
hareket saati
(Askeri) station time
harekât saati
h hour
havagazı saati
gas meter
hizmet saati
(Bilgisayar) time of service
hız göstergesi/saati
speedometer
imza saati
autographing session
imza saati
(Bilgisayar) signing time
indirimli tarife son saati
(Bilgisayar) cheap time end hour
iran standart saati
iran standard time
iran yaz saati
iran daylight time
israil yaz saati
israel daylight time
istasyon saati
(Askeri) station clock
saati
working hour
kapanış saati
closing time

Tom left the bar before closing time. - Tom kapanış saatinden önce bardan çıktı.

It's nearly closing time. - Neredeyse kapanış saati.

kapanış saati closing
time (for a business)
kara garnizon saati
(Askeri) black station clock
kara garnizon saati çıkışı
(Askeri) black station clock receive out
kayıt saati
checkin time
kilometre saati
speedometer
kilometre saati
tachograph
kilometre saati dişlisi
speedometer gear
kilometre saati mili
(Otomotiv) speedometer shaft
kilometre saati sensörü
(Otomotiv) speed sender unit
kilometre saati teli
speedometer cable
kilometre saati/sayacı
1. speedometer, odometer. 2. taximeter
kilovat saati
kilowatt-hour
kol saati
wristwatch

He owns a very valuable wristwatch. - O çok değerli bir kol saatine sahip.

Any wristwatch is fine if it's not too expensive. - Herhangi bir kol saati çok pahalı değilse iyidir.

kol saati
wristlet watch
kol saati
wrist watch

I wonder when they'll come out with a cell phone in a wrist watch. - Ne zaman onların kol saatinde bir cep telefonuyla çıkacaklarını merak ediyorum.

I got her a wrist watch. - Ona bir kol saati aldım.

kol saati istiyorum
I'd like a watch
kol saati kurma düğmesi
stem
komutan saati
(Askeri) commander's call
konsol saati
bracket clock, mantel clock
kontrol saati
telltale clock
kontrol saati
time clock
koruma saati
watchdog timer
kule saati
tower clock
kum saati
hour glass
kum saati
sandglass
kırmızı istasyon saati; kurtarma alt merkezi
(Askeri) red station clock; rescue sub-center
memleket saati
(Askeri) civil time
mesafe saati
cyclometer
mesai saati
(Ticaret) overtime period
mesai saati
(Ticaret) hour of work
mesai saati
working hour
mesai saati dışında
out of working hours
mesai saati harici
off-hours
muayene saati
consultation hour
muhasamatın başlama saati
(Askeri) seaborne assault landing hour; specific time an operation or exercise begins
mısır standart saati
egypt standard time
mısır yaz saati
egypt daylight time
odayı boşaltma saati kaç
When is checkout time
orta avrupa saati
Central European Time
ortalama güneş saati
mean time
otopark saati
parking meter
romance standart saati
(Bilgisayar) romance standard time
romance yaz saati
(Bilgisayar) romance daylight time
rusya standart saati
russian standard time
rusya yaz saati
(Bilgisayar) russian daylight time
saat
clock; watch; timepiece
saat
(electricity, gas, or water) meter; taximeter; speedometer
saat
time , clock
saat
timer

Did the timer go off? - Saat çalmaya başladı mı?

There are many different kinds of clocks, including wristwatches, wall clocks, digital watches, gold watches, cuckoo clocks, quartz watches, stopwatches, timer and tower clocks. - Kol saatleri, duvar saatleri, dijital saatler, altın saatler, guguklu saatler, kuvars saatler, kronometreler, zamanlayıcı ve kule saatleri de dahil olmak üzere saatlerin birçok farklı türleri vardır.

saat
an hour's walk; the distance that can be traveled in an hour
saat
time; time of day
saat
hour; time; watch, clock; meter
saat
{i} timepiece
saat
cloek
sidney standart saati
(Bilgisayar) sydney standard time
sidney yaz saati
(Bilgisayar) sydney daylight time
su saati
water meter
su saati
water glass
suudi arabistan standart saati
saudi arabia standard time
suudi arabistan yaz saati
saudi arabia daylight time
sıhhiye (med)-cezir; iletim saati ve/veya telemetri birleştirici; Ulaştırma Kolo
(Askeri) tidal current; transmit clock and/or telemetry combiner; Transportation Corps (Army)
tarihi gösteren bir kol saati görebilir miyim
May I see a wristwatch that shows the date
taşıma saati
transfer clock
tokyo standart saati
(Bilgisayar) tokyo standard time
tokyo yaz saati
(Bilgisayar) tokyo daylight time
turbo takviyesi basınç saati
(Otomotiv) turbo boost pressure gauge
varış saati
time of arrival
windows saati
(Bilgisayar) windows time
yaz saati
summer time
yaz saati
summertime
yaz saati daylight saving
time, Brit . summer time
yükseklik saati
height indicator
çalar cep saati
repeating watch
çalar cep saati
repeater
çalışma saati
working hour
çay saati
tea time
çek yaz saati
czech daylight time
çin standart saati
china standard time
çin yaz saati
china daylight time
Türkisch - Türkisch

Definition von saati im Türkisch Türkisch wörterbuch

saati saatine
Tam vaktinde
saat
Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası: "Karabalçıklı çiftliği kasabadan sıkı yürüyüşlerle bir saat çeker."- R. N. Güntekin
SAAT
(Osmanlı Dönemi) Saatler. Vakitler
Saat
(Osmanlı Dönemi) SI'VA'
Saat
(Osmanlı Dönemi) HÜNEYHE
Saat
(Osmanlı Dönemi) SI'V
Saat
(Osmanlı Dönemi) ENA
akşam saati
Akşam vakti, akşamleyin
beslenme saati
Anaokulu, ilköğretim okulu gibi eğitim kurumlarında yemek yeme zamanı
bilek saati
Bileğe takılan küçük saat, kol saati
cep saati
Cepte taşınan saat
duvar saati
Duvara asılı saat
elektrik saati
Elektrik sayacı
ezan saati
Ezan vakti
eşref saati
Bir işin olumlu yola girmesi için en uygun zaman
eşref saati
İş görecek kimsenin ters davranmayarak, güçlük çıkarmayarak uysallık gösterdiği zaman
güneş saati
Bir düzlem ortasına dikilmiş bir çubuğun, bu düzlem üzerine ayrı ayrı zamanlarda düşen gölgesine bakılarak saati gösteren bölümler çizilerek yapılmış araç
kol saati
Bileğe takılan saat, bilek saati
konsol saati
Konsol gibi düz yerlere oturtulacak biçimde yapılmış saat
kontrol saati
Bekçilerin belirli yerlerden geçiş zamanlarını belirleyen alet
kum saati
Dar bir boğazla birbirine bağlanmış iki cam kaptan oluşan ve üstteki kapta bulunan kumun aşağıya akmasından yararlanarak zamanı anlamaya, ölçmeye yarayan araç
masa saati
Masa üzeri için yapılan saat
mesai saati
Çalışma saatleri, iş zamanı
meydan saati
Halkın yararlanabilmesi için alanlara konulan büyük saat
okuma saati
Zamanın belli bir bölümünü okumaya ayırma anı, okuma vakti
park saati
Paralı park yerlerinde park eden aracın kaldığı süreyi belirleyen saat, parkmetre
saat
Sayaç
saat
Günün hangi saati olduğunu gösteren alet
saat
Vakit, zaman: "Oyuncular meyus olmayarak gene saati geldiği vakit perdelerini açtılar."- M. Ş. Esendal
saat
Bir işin yapıldığı belli bir zaman
saat
Vakit, zaman
saat
Günün hangi saati olduğunu gösteren alet: "Kolundaki krom saate göz attı."- R. H. Karay
saat
Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası
saat
Bir işin yapıldığı belirli zaman
su saati
bakınız: su sayacı
uyku saati
Yatma ve uyuma vakti
yaz saati
Bazı ülkelerde, günlerin daha uzun olduğu yaz mevsiminde, saatleri bir veya iki saat ileri alarak elde edilen saat düzeni
yıldız saati
Yıldız zamanını esas alan zaman birimi
çalışma saati
Belirlenmiş, planlanmış çalışma zamanı, iş saati
çay saati
Çay içmek için belirlenmiş saat
saati
Favoriten