For the time being, I'm happy with my internet service provider.
- Şimdilik internet servis sağlayıcımdan memnunum.
Sami is the sole provider for the family.
- Sami, aile için tek geçim sağlayıcısıdır.
If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence.
- İzlandaca bir cümlenin İngilizce bir çevirisi varsa ve İngilizce cümlenin Svahilice bir çevirisi varsa, daha sonra bu, dolaylı olarak İzlandaca cümle için Svahilice bir çeviri sağlayacaktır.
She provided the traveler with food and clothing.
- O, yolcuya yiyecek ve giyecek sağladı.
Supply me with this information as soon as possible.
- En kısa sürede bana bu bilgiyi sağlayın.
Can you supply me with all I need?
- Bütün ihtiyaç duyduklarımı bana sağlayabilir misin?
He has a large family to provide for.
- Geçimini sağlaması gereken büyük bir ailesi var.
They had a lot of children to provide for.
- Onların, geçimini sağlayacak bir sürü çocukları vardı.
He provided them with food.
- O, onlara yiyecek sağladı.
We provided them with money and clothes.
- Biz onlara para ve giysi sağladık.
Japanese companies generally provide their employees with uniforms.
- Japon şirketleri genellikle çalışanlarına üniforma sağlar.
The company provides health care and life insurance benefits for all of its employees.
- Şirket tüm çalışanları için sağlık bakımı ve hayat sigortası avantajları sağlar.
They were accused of supplying arms to terrorists.
- Onlar teröristlere silah sağlamakla suçlandılar.
The Red Cross constantly supplies food to the disaster areas.
- Kızıl Haç afet bölgelerine sürekli olarak gıda sağlar.
The cow supplies us with milk.
- İnek bize süt sağlamaktadır.
The new subway enables me to get to school in 20 minutes.
- Yeni metro 20 dakika içinde okula gitmemi sağlamaktadır.
I afterward sold them to enable me to buy R. Burton's Historical Collections.
- Ben sonradan bana R. Burton 'ın Tarihi Koleksiyonlarını satın almamı sağlaması için onları sattım.