She provided the traveler with food and clothing.
- O, yolcuya yiyecek ve giyecek sağladı.
Young as he is, he has a large family to provide for.
- O,genç olduğu için,geçimini sağlayacak büyük bir aileye sahip.
Can you supply me with all I need?
- Bütün ihtiyaç duyduklarımı bana sağlayabilir misin?
Can you supply me with everything I need?
- İhtiyacım olan her şeyi bana sağlayabilir misin?
Young as he is, he has a large family to provide for.
- O,genç olduğu için,geçimini sağlayacak büyük bir aileye sahip.
He is unable to provide for his family.
- O, ailesinin geçimini sağlayamaz.
She provided the traveler with food and clothing.
- O, yolcuya yiyecek ve giyecek sağladı.
She provided for her old age.
- Onun yaşlılığında geçimini sağladı.
Japanese companies generally provide their employees with uniforms.
- Japon şirketleri genellikle çalışanlarına üniforma sağlar.
The company provides health care and life insurance benefits for all of its employees.
- Şirket tüm çalışanları için sağlık bakımı ve hayat sigortası avantajları sağlar.
They were accused of supplying arms to terrorists.
- Onlar teröristlere silah sağlamakla suçlandılar.
His salary enables him to live in comfort.
- Maaşı onun konfor içinde yaşamasını sağlar.
The property left him by his father enables him to live in comfort.
- Babası tarafından ona bırakılan servet onun rahat bir şekilde yaşamasını sağlar.
A true democracy allows free speech.
- Gerçek demokrasi ücretsiz konuşma sağlar.
Truth is like the sun! It allows us to see everything, but does not let us observe it.
- Gerçek güneş gibidir! Her şeyi görmemizi sağlar, ancak gözlemlememize izin vermez.
The Red Cross constantly supplies food to the disaster areas.
- Kızıl Haç afet bölgelerine sürekli olarak gıda sağlar.
This lake supplies our city with water.
- Bu göl kentimize su sağlamaktadır.
This bird's large wings enable it to fly very fast.
- Bu kuşun büyük kanatları onun çok hızlı uçmasını sağlar.
The property left him by his father enables him to live in comfort.
- Babası tarafından ona bırakılan servet onun rahat bir şekilde yaşamasını sağlar.