sağlığını

listen to the pronunciation of sağlığını
Türkisch - Englisch
resilient
Able to endure tribulation without cracking

He’s resilient, and strong, but sometimes tonight, here, the weight of what he’s saying makes him stop, pause as if lost.

{a} leaping back, rebounding, recoiling
Capable of returning to original size and shape after deformation
having the quality of springing back to a former position
Able to weather tribulation without cracking
Leaping back; rebounding; recoiling
recovering readily from adversity, depression, or the like
rebounds readily; "clean bouncy hair"; "a lively tennis ball"; "as resiliant as seasoned hickory"; "springy turf"
People and things that are resilient are able to recover easily and quickly from unpleasant or damaging events. When the U.S. stock market collapsed in October 1987, the Japanese stock market was the most resilient. + resilience re·sili·ence the resilience of human beings to fight after they've been attacked
The ability of a material to withstand temporary deformation and assume its original shape when the stresses are removed
Resilient is a resource attribute representing a type of capacity A resource with resilient capacity can have its capacity value temporarily depleted during the execution of a task At the end of the task, the capacity value will return to its initial value
{s} elastic, flexible, returning to the original shape after bending or stretching; cheerful, buoyant, quickly recovering from sadness or failure
Something that is resilient is strong and not easily damaged by being hit, stretched, or squeezed. an armchair of some resilient plastic material. + resilience re·sili·ence Do your muscles have the strength and resilience that they should have?
sağlık
health

A carrot is a healthy snack. - Havuç sağlıklı bir aperatiftir.

Is eating fish as healthy now as it used to be? - Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?

sağlığını bozmak
pull down
sağlığını bozmak
disorder
sağlığını sormak
ask after
sağlığını sormak
ask about

I went to the hospital to ask about his health. - Onun sağlığını sormak için hastaneye gittim.

sağlığını sormak
inquire after smb
sağlık
sanitary

Sanitary conditions in the refugee camps were terrible. - Mülteci kamplarındaki sağlık koşulları çok kötüydü.

sağlık
welfare
sağlık
sense of well being
sağlık
fitness
sağlık
well being
sağlık
sanitarian
sağlık
healthy

A healthy man does not know the value of health. - Sağlıklı olan adam sağlığın değerini bilmez.

Is eating healthy more costly? - Sağlıklı yemek daha pahalı mıdır?

sağlık
curative
sağlık
wellness
sağlık
medical

It would be unethical for me to tell you about Tom's medical problems. - Tom'un sağlık problemlerini sana anlatmak etik olmazdı.

Can I use my medical insurance? - Sağlık sigortamı kullanabilir miyim?

sağlık
hygienic
sağlık
soundness
sağlık
healthiness
sağlık
salubrity
sağlık
healthcare

Some healthcare workers spend more time doing paperwork than taking care of patients. - Bazı sağlık çalışanları hastalara bakmak yerine evrak işleri yaparak daha çok zaman geçirmektedirler.

Sağlık
(Tıp) tonicity
sağlık
health; sanitary
sağlık
wellbeing
Türkisch - Türkisch

Definition von sağlığını im Türkisch Türkisch wörterbuch

sağlık
Vücudun iyi veya kötü olması durumu
sağlık
Vücudun hasta olmaması durumu, vücut esenliği, esenlik, sıhhat
sağlık
Sağ, canlı, diri olma durumu
sağlık
bakınız: salık
sağlık
Sağ, canlı, diri olma durumu: "Aradan dört beş yıl geçince bir yerden de haber gelmeyince sağlığından umutlarını kesmişler."- M. Ş. Esendal. bakınız salık