He was talking nonsense.
- O saçma sapan konuşuyordu.
After a short while, he began to talk nonsense.
- Kısa bir süre sonra, o saçma sapan konuşmaya başladı.
He was so drunk, his explanations were nonsensical.
- O çok sarhoştu, onun açıklamaları saçma sapandı.
Absolutely nonsensical things happen in this world.
- Kesinlikle bu dünyada saçma sapan şeyler oluyor.