He had dark brown hair.
- Koyu kahverengi saçları vardı.
Do you think that brown hair is very beautiful?
- Kahverengi saçın çok güzel olduğunu düşünüyor musun?
Tom's hair is disheveled.
- Tom'un saçı darmadağınık.
It's almost as absurd as building a nuclear reactor inside a castle.
- Bu neredeyse bir kale içine nükleer reaktör inşa etmek kadar saçma.
Where did you scatter them?
- Onları nereye saçtın?
The farmer scattered the wheat seeds in the field.
- Çiftçi buğday tohumlarını tarlada saçtı.
Tom is a redhead, isn't he?
- Tom kızıl saçlı, değil mi?
John kissed any woman with red hair.
- John kızıl saçlı bir kadını öptü.