saçıp

listen to the pronunciation of saçıp
Türkisch - Englisch
prodigally
in a prodigal manner; extravagantly or wastefully
{a} profusely, lavishly, idly
In a prodigal manner; with profusion of expense; extravagantly; wasteful; profusely; lavishly; as, an estate prodigally dissipated
in a prodigal manner; "he spent prodigally
generously, lavishly; extravagantly, wastefully, squanderingly
saç
hair

The girl has golden hair. - Kızın altın saçı var.

It's high time you had a haircut. - Saç tıraşı olmanın zamanı çoktan geldi.

saçıp savurmak
prodigalize
saçıp savurmak
spend prodigally
saçıp savurmak
scatter
saçıp savurmak
squander
saçıp savurmak
fling away
saçıp savurmak
to play ducks and drakes with (money), to squander
saçıp savurmak
squander away
saç
sheet iron
saç
panel
saç
dishevel

Tom's hair is disheveled. - Tom'un saçı darmadağınık.

saç
cast

It's almost as absurd as building a nuclear reactor inside a castle. - Bu neredeyse bir kale içine nükleer reaktör inşa etmek kadar saçma.

saç
sheet
saç
tin
saç
galvanize
saç
{f} scattering
saç
kink
saç
of hair
saç
scatter

Where did you scatter them? - Onları nereye saçtın?

The farmer scattered the wheat seeds in the field. - Çiftçi buğday tohumlarını tarlada saçtı.

saç
plate
saç
sheet metal
saç
tin plate
saç
tricho
saç
melanism
Türkisch - Türkisch

Definition von saçıp im Türkisch Türkisch wörterbuch

Saç
muy
Saç
(Osmanlı Dönemi) KARBUS
saç
Baş derisini kaplayan kıllar: "Muntazam taranmış, noksansız, sarı, genç saçlar..."- A. Haşim
saç
Kuyruklu yıldız çekirdeğini saran ışıklı gaz yuvarı
saç
Baş derisini kaplayan kıllar
saç
Düğünde güveyin babasının verdiği bahşiş
saçıp
Favoriten